Sessiz Çığlıklar...
adalet
neyin adaleti, özgürlük neyin özgürlüğü, demokrasi neyin demokrasisi, at çöpe hepsini kandırma kendini düzen sömürü düzeni düzen ezen düzeni senin varlığın bir vesile bu çarkların dönmesine hatta bir zaruret, sen olmazsan kim gerçekleştirecek tüm serveti, alın terine küçük bir kıymet biçilse de, o da ölmeyecek kadar onu da bulursan eğer, ağzına bir kaşık bal da cabası, sesinin çıkmaması için, şükredeceksin sabır göstereceksin, tesellin öbür dünya el değmemiş huriler armut piş ağzıma düş misali, götüren götürsün köfteleri, sen istediği kadar kendini yırt ,parçalara bir lokma ekmek için fark etmiyor etmeyecek hiç bir zaman, açsın susuzsun muhtaçsın el açacacaksın, aş bekliyenler var iş bekliyenler var ama kimin umrunda, varmış yokmuş, gelmiş gelmemiş tek gelen davetsiz ay başı yıllar boyu ve bir de bakmışsın ömür bitmiş, tükenmiş, duyulanlar ezan sesleri, çan sesleri kurtuluşun yok dercesine, sorsan da ne kalmış geriye sırat köprüsü öncesinde bir hiçten bir hiç, bir nevi kısmetsinlizğin nasibi, yutmuşsun yutturulmuşsun her türlü dalevereye, adalet, özgürlük, demokrasi hepsi kılıflar içinde sahte,yüzsüz,iki yüzlü.. ne acıdır ki, hepsi yapılıyorlar senin adına, yersen tabi çoğunun yediği gibi diz boyundan boğaza kadar karanlığa gömülürken yarınlar, onca sessiz çığlıklar başları önde almış başını gidiyorlar, adres belli, açık ve net sonsuzluğun kahır edici çaresizliği... (Berlin,17.04.2017) Talat Özgen |
Gönül dostu; şiirin inceliğini anlıyorsunuz...
Yüce gönülü kutlarım...
....................................................... Saygı ve Selamlar.