ÇOBAN KIZIÇoban kızı, bak hele dalıp gittim derine; Muzdaribin döşüne, yaslandım hasta gibi. Gonca güller kırıldı diken kondu yerine; Çiçekler dökülünce, yapraklar yasta gibi. Her anımı anlatsam sana intizâr olur. Yıllar nasıl da geçti, kuzuların sesiyle, Tüm dağların eteği kupkuru mezar olur; Kaç kaval dile gelir bir çoban nefesiyle. Hırçınca esen rüzgâr, okşuyor derimizi Nasılda şaha kalktı sümbülleri Toros’un Baharın yağmurları yıkasın kirimizi. Dağlar, ovalar bizim denizler Barbaros’un. Gözlerim dumanlandı yâr aklıma gelince Sıra sıra, dizilmiş Torosların dağları Eteklerden laleler kokusunu salınca Efkar basar, gam basar mor sümbüllü bağları. Bir resmini koyacak çerçevemiz yok artık; Karanlık odalarda penceresiz kalmışım Sevdiğimiz Leyla’yı yâd ellere bıraktık Uykumun ortasında bir rüyâya dalmışım. Biz geldik gidiyoruz gelenler tazeleri Külçe külçe, kederi taşımak size kaldı; Gel Hoca Efendi, gel kaldır cenazeleri; Gülizar bahçelerde yaşamak bize kaldı. HARUN YILDIRIM Saçlarına taç yaptım gökyüzün’den yıldızı; Bize bir dilek, tuttum gönlümün çoban kızı. |
Kutlarım…
………………………….. Saygı ve Selamlar…