Tesadüfe inanı rmısın?
Tesadüfe inanır mısın?Peki ya aşka?Hadi bu ikisini boşverelim.
Hissetmeyi unutmuş bir adam aynı anda hem tesadüfe hem de aşka denk gelirse ne olurdu? Her şeyden vazgeçmiş bir adamı düşün.Hatta uzun yıllar kendi dört duvarları arasında yaşayan bir adam düşünün. Gün gelir o dört duvar yıkılır ve bunu yıkan bir kadındır,siz buna ister aşk deyin,ister tesadüf deyin. Henüz yazdıklarımdan hiç bir şey anlamadınız değil mi?Anlamayın..Anlaşılmak istemiyorum. Çünkü anlaşılırsam kaybederim,kaybedersem üzülürüm,üzülürsem ne tesadüfe, ne de aşka bir daha asla inancım kalmaz. Eğer tüm bunlardan herhangi birine inanmam gerekiyorsa sonu mutlu bitmeli. En azından bir kere de olsa sonu güzel bitmeli. Hadi benimle birlikte her şeyi bir kenara bırakalım..Dönüp bir de kadına bakalım... Halimden şikayet ediyordum ya hani..Taki kadının hikayesini duyana dek. Onun hikayesi bambaşkaydı.Aslında ikimizin de hikayesi birbirine çok yakındı. Benim hikayemde o vardı..Onunkinde ise ben vardım.. Ama sorun farklıydı.Benim hikayemde en azından yıkılan duvarlarım vardı.Ama kadının duvarları yoktu. Daha doğrusu onun yıkılacak hiç bir şeyi kalmamıştı.O zaten her şeyini yıkıp parçalamıştı.Her gelen ondan bir parça koparıp etrafa fırlatmıştı. Ama kadın duvarları yok diye üzülmüyordu.Aksine özgürdü ama korkuyordu.Güvenemiyordu,ne benim duvarlarıma ne de onu parçalayıp gidenlerin aşkına...Güvenemiyordu. ../Akif mullaoğlu |