rastgele sevmemeliyim seni(ne sen aşıktın ne de ben maşuk can telaşı işte birbirimize tutunduk) öyle rastgele sevmemeliyim seni mecnun’un leyla’sına yandığı gibi değil de yanmaya kanarcasına derinden sevmeliyim bayramlık çocuğun ağzında ki şekerle eriyen heves gibi değil bir martı kanadında çırpınan umut gibi, rüzgâra karşı inadına, inadına sevmeliyim seni aşikâr duyguların dışında değmeli ruhuna ne bir çiçek, ne bir ipek böceği, ne de bir bülbül... olmamalı öyküsünde sevdamın kar tanesi kadar beyaz yağmur damlası gibi dingin ve bir şairin şiirine düşen naz gibi sevmeliyim seni ve seni sevmek, zamansız olmalı birazda sanatsal meselâ sesinin her tınısından nağmeler türeterek ve gözlerinde alemi seyrederek sükût içinde, cenneti yaşar gibi yani seni sevmek, seni sevmeyi, sevebilmeyi sevmenin sevgisini sevdirmeyi sevmek gibi karmakarışık bir döngü içinde çokca manalı ve haddinden fazla derin olmalı ve ben öylesine olmamalıyım sende sen öylesine bu serde olmamalısın olmamalıyız biz... biz olmayan hiçbir yerde. |