UYANIYORUM
UYANIYORUM
Elimde mum Gençliğimi arıyorum Gençlik önümde Bir erguvan ağacı... Dalına uzanıyor Çiçeklerine dokunuyorum. Renginin içinde gizli kainat Yeniden; Yüzümü Kaşımı Gözümü Ve Kirpiklerimi Karşımda buluyorum... Yüreğimde bir rüzgar Estikçe; kıraçlığın içinden sıyrılan Erguvan ağacı var... Çiçekleniyorum Avuçlarım göğe açık birer yaprak Avuçlarım Parmaklarım Gökte çoban yıldızı Elimde bir fener; Çocukluğumu arıyorum.. Yavaş yavaş bir ağartı başlamakta Şafakta bir gelincik tohumu Duruyor karşımda Siyah takkesi başında Açılıyor kırmızı yaprakları Kıvrımlar arasında İçimde bir sevinç Dört nala at koşturmakta Yeşil başaklar arasında Nisan Yağmurları yağmakta.. Lilü-i şehver avucumda Gökkuşağının ablukası altında Gökkuşağı ve ben: Erguvan rengi çizginin tam denginde Daha altı renk var önümde Eğer tüm renkleri aşabilirsem Gökkuşağının altından geçebilirsem Bebekliğime ulaşacağım biliyorum Minik ellerim Yıldızlara ulaşacak Sonra daha ötelere Bir fiske gibi savrulup Yeniden yeryüzüne Gören gözüm Duyan kulağım Dünyayı elimle kavrayabilecek Güce ulaştıran duyarlılık Şimdi küçük bir tohumda Yeniden doğmakta Kainatın içine savrulmakta Bir avucumda güneş Diğer avucumda tohumlar Tohum dağıtma sırası Kainat maviyle erguvan rengi arası Bir sır kapıyı aralıyor Bir gök gürültüsü Ardından yağan yağmurla Uyanıyorum.. |