Saki-i KadimKeder gelmiş katran gölgesiyle çökmüş ruhuma, Hiçbir ışık sızmıyor, dağıtamıyor kör gamı, Ne olacağı belirsiz bir kıskaçta, biçare bir bekleyişim, Çıkmaz denilmiş sokakların lambasıyım, ve onun kırık, dökük yalnızlığıyım, Üzerine tüneyen bir avucun gölgesinden korkup yakalanan bir serçe ve onun ürkekdaşıyım Şakağıma düşecek bir göz yaşının pimiyim, Birazdan patlayacak tesirsiz kelimelerin, mecburi intiharıyım, Sevdiklerimin terk edişi, sevemediklerimin birlikteliğiyim, rahminden ömür kaymış bir anneyim , rahim kuyusunda boğulan bebeğin mücrimiyim , arenada mağlub,serçe gibi ürkek, feri sönük, etleri dökük, can çekişen bir esir gibi paçavra, hikayesi batini,ömrü gayb,, gövdesi rûba, mevt kelimeleri okunulan ıssız bir kadavrayım evet, saki-i kadim, baykuşa yuva olmuş kadehim, bu cevr-i hanede mücrim bir göçmenim, bir sala çalıyor, o ezginin çilingiriyim, akrebin yelin ve de kovanın dolmuş miadıyım evet, saki-i kadim, ayrılma vaktim, ardımdan desinler ki, ayrılık ona sırat-el müstakim… |