KIRK BİR KERE
kırk bir dedi
ömrüm ey çilenin tezgahında günü dokuyan gün ışığından sarı geceden kara umuttan bir parça beyaz nisandan yağmur eylülden hüzün şubattan bir avuç ayaz kasımpatılardan aşk, kucak dolusu sahrada cennet olan su hayat işte bu her anı umuda kurulmuş pusu zincirlerimizin komşuluğunda duvarlarımıza sinen tutsaklık kokusu gözlerimizde içimizi görecekler korkusu bir yaşamı tüketiyoruz kendimizden çok ötede çırpınıp duruyoruz nede olsa yaşıyoruz nefes alıyoruz son kertede al beni vur aç bir zenci bedenine canı acısın bir beyazın çekik gözlerden bir damla yaş süzülsün insan ağacının dallarında solgun yapraklar bende kalmamış, insanım diyecek yüz son çağın ellerinde, son mevsim her insan sıfatında yansıyan aklın evrenine sınırlar çizen güz ali rıfat arku 28/03/2017 02:10 istanbul |