Ne güzelBak... Ne güzel dalmışın Kendini umudun rüzgarına bırakmışsın Sahile vuran her dalganın anlattıklarına inanmışsın Martılar ne kadar çığlık atarsa atsın, sen onlardan çok uzaksın Ruhun yücelen irtifaların da nefes alırken, aklın ne kadar bilgiye muhtaç olduğuna şahitlik yapmışsın Uçmak, kanatlanmak, kıt’alara ulaşmak ne ki, sen ahseni takvim üzere yaratılmış olan, muhatap alınan Furkansın Bırak... Gelsin, sessizce Gölgemizi takip etsin Kelamın etkisini görsün Sözü öz yapan samimiyeti öğrensin Hesapsız heyecan ve hevesin peşinden gitmesin Aklı selim olmanın, hesaplanabilir bir aklın sahibi bulmanın azmiyle yüzleşsin Her düşünce, söz olarak ifade edilmeden, halde sabrın, edebin, nezaketin sadrında kelam olacağını bilsin Sen... Uzaklardasın Her lahzanın açılımında vardın Katre katre toprağı ıslatan hicrandın Ne yazılsa, ne anlatılsa, firkatin hazanında yaşatandın Solgun ve yorgun yaprak ne kadar daldan tutunsa da yüreği sızlatandın Ufkuma tesir eden rüzgarın, mahzun bırakan firakın, arşa uzanan senanın huzurundasın Mustafa Cilasun |