DİYAR-I GÜL
Buz Ve Lodos
sancılanan zaman sarkıt ve dikitler oluşturuyor içimde bazen Moro bazen Bosna renk değişiyor … şimdi Mısır gün dönüyor yarın biz susuyor dünya çoğalıyor ölüm mevsimler değişmeden kış içinde kış zemheri içinde zemheri Mısır oluyor bazen Myanmar oluyor Arakandan kan akarken ateş içinde ateş elleri bağlanarak yakılırken bir çocuk boğulurken insanlık nehirlerde tanklara göğüs gerilen alanlarda kurşun yağarken yeni katiller yetişiyor dört bir yanda ……. arkama bakmayı bırakamıyorum ruhuma dikilen sarkıtlar acıtıyor içimi dayatılan dikitler parçalıyor bakamıyorum aynalardaki acının yansımalarına tutunmak için aranan bir dal çıkmak için bir basamak gözlerde esir alan mavilik/grilik karadziç insansa eğer ben neyim ben insansam şaron kim susuyor dünya çoğalıyor ölüm ne çok acı yağıyor coğrafyaya ne çok yağmur sularını kirletiyor yeni yetme şaronlar insan kasapları üretiliyor dört bir yanda bir bakıyorsun Türkistan’da bir bakıyorsun Bosna’da yeni maskelerle Arakan’da Gazze’de Kafkasya’da Çeçenya’da bazen esed bazen sisi oluyor beyaz güvercinler sindirilmek isteniyor leş kargalarıyla susuyor dünya çoğalıyor ölüm Adem Karafilik |
Serlamlar