GARBIN ÂFÂKI
GARBIN ÂFÂKI
Garb’ın keferesi Türk deyince dâimâ Müslüman anlar, Türk niyetiyledir hep Âlem-i İslâm’da döktüğü kanlar! Anlar Batı anlar bizi, Üç Hilâl’i anlar, Mehteri anlar! Zira pas tutmuş Batıda yıllarca ot tıkanan o çanlar! Bir hışımla çöküyor Garb’ın çelik zırhlı duvarı Yıldıramaz bizi Avrupa’nın at’ı, it’i, davarı! Baktılar ki Türk insanı uysal, halîm ve selîm, Kimliğine baktılar adı Murat, Fatih ve Selim! Korku sardı kefereyi geriye sardı filim! Baktılar ki bir terakkî, bir fütûhât, bir ilim! Kalleşliğe sardı Batı, hümanistlik boş işti; Gördü Büyük Türkiye’yi Ufukta; hep şişti! Lâkin asla faydası yok bu korkunun ecele! Ey batı “Ta ri hi çe vir, nal se si…”ni hecele! Çok eskiye gitme, yakın tarihin gelsin de dile; Sana yeter sanırım sadece şu Çanakkale! İndir yelkenleri Batı! Yanımıza gel hele! İstersen katıl sen de bu coşkun sele.. Unutma ki evrenseldir hakk, hukuk, adalet, Kabile değil Türkiye cihanşümûl bir Devlet! Sen bilirsin! Bizden söylemesi diyoruz, nihayet, Sizi de kurtaracak olan sadece adalete riayet! Terk et zulmü, olma katı, eeey Batı! Sonra sarar âfâkını o Osmanlı Tokat’ı! Murat Kahraman 13 Mart 2017-Çamlıca |