MİRANDA
MİRANDA
Ah Miranda ah gönlümün bitmeyen sızısı Ne olur unut der gibi bakma bana Bir silahsız askerinim senin Ses ver yüreğimin nehir gibi akan sesine Neden ikimiz de iki dal gibi ayrıyız Deniz kıyısında ilk buluştuğumuz yerde Bazen anıp da ağlar mısın bilmem Saros rıhtımında seni mutlu ettiğim günleri Sen yanımdayken nefesin yüzümde Aklımda uzak bir denizle sevişirdim Zamana yenik düşmeyecekti aşkımız Ölüm ne kadar uzaksa o kadar uzaktı ayrılık da Sana fayda yok boş hayallerden Bana vergi kaybolan gölgeni aramak Bir şeyler anımsıyorum silik gözlerinden Unutulmuş mayıs göklerine benzeyen Kimsecikler yokken ortalıkta Başım dizlerinde Bir yudum serin su içerken gözlerinin pınarlarından Miranda ne de azdı senden istediklerim Bir gülüşün yeterdi İçimdeki büyük boşluğu doldurmaya Bir bulut yürürken başımızın üstünde Değişirdi gözlerimizde yağmurun rengi Sevgi boy atardı içimizdeki duruluktan Ben o zamanlar bilmezdim sevgilerinde aydınlık günler gibi öldüğünü Bilmezdim bir gün bir çeşme gibi kana kana susayacağımı Acıyla ağır ağır yol alırken günler Kaybettim dayanmak gücümü de Yaşamak ölümün en başka hali Bunu ben yaşayarak anladım Miranda bitmeyen sızım Sana sesleniyorum Günlerin akşama değdiği yerden Duyuyor musun Duruyor mu hala yanaklarında öpücüklerle açtığım yaralar Ah ayrılık dilerim iki yakan bir araya gelmesin AKİF İNCE |