CEYHAN IRMAĞINDAN ÇUKUROVADAN
Ceyhan ırmağından çukur ovadan
Misis köprüsünden geçerde gelir Aşkın bahçesine kurmuş çadırı Ahu gözyaşını döker de gelir Salındıkça endam içleri yakar Aç gönlünü bana eyleme nazar Kış mevsim ayları sönmeyen bir nâr Dertleri dertlere kadar da gelir Bahçıvan olayım bağın bahçene Koruk üzüm olur sabır edene Bir demet gül versem yârin eline Meltem yeli olup eser de gelir Mah yüzüne baktım otuz üç ben var Örülmüş saçlarda ince belik var Zemheri ayında gönlünde har var Korlu ateşlerle dağlar da gelir Çifte Han’a geldim hem de koşarak Elması meşhurdur kırmızı yanak Bağı bahçeleri güzel bir yaylak Adana’da yanan buraya gelir Günlümü kaptırdım işveli kıza Yürekler dayanmaz yapılan naza Geçti ömrüm artık girsem mezara Bu Allah’ın emri yerine gelir Çok verimli olur Amik ovası İçimi sızlatır hicran yarası Doğup büyüdüğüm Dörtyol orası Elinde kalemle yazar da gelir Baktım cemaline soldurmuş gülü Bahar da açılan gonca sümbülü Salkım saçak olmuş açar göğsünü Bozulmuş bağları ağlar da gelir Gönlüne uzattım aşkın kuşunu Yudum yudum içtim gönül suyunu Bilmez oldum şimdi eski huyunu Poyraz yeli olup eser de gelir Uzun yıllar oldu onu göreli Gönül bağlamıştım ben çok ezeli Poyraza dönüştü sevginin yeli İçindeki zehri ökmeye gelir 01.06.2012 – Hasan TAŞDEMİR |