SON YOLCULUKYolculuğa çıkmış bedenim Karlı, yüce dağların başında yolculukta Dalgalanan ak düşmüş saçlarıma, Kar yağar Kar yağması onları üzmez Çünkü zaten beyazlar Yolculuğa çıkmış cesedim Uzak ülkelere, sıcak ülkelere Konargöçer turnalar gibi Nerede akşam orada sabah Ne sonunu düşünür Nede gelecekten bir şeyler bekler Neden bilmem ama Yolculuk dipsiz bir kuyuya Çıkrıkta duran kova gibi Yavaş yavaş inmekte gözümün önünde Zaman sarışın güneş altında Sırıl sıklam kar tanesi gibi erimekte Kaplumbağanın ağır aksak yürümesi Zaman gibidir yürümesini gör Umursamazsın bile … Yolculuğa çıkmış ruhum Ölümün sessizliğinde Zamanın ilerleyişine aldırmadan Varını yoğunu ortaya koymuş Harıl harıl çalışmakta Engin denizlere yelken açmış Kibrit kutusu gemisiyle Ülkeler fethe hazırlanır zavallım Bilse bir gün kafesten mavi boşluğa Kanat çırpacağını aheste aheste Süsler mi idi kafesini Bilse bir gün ölüm Kapıya dayanacağını Hiç boş verir miydi hayata Emanet bedenine en güzel itinayı Küçük çocuğun saf duygularıyla sunar Bilse bir gün Karşılardı kapıda ölümü Beyaz kefeniyle hafifçe titreyerek 12/05/2003 Muammer KARS |