Sıkı Giyin Yoksa Üşüteceksin
Olanlara lafım yok da.
Ya senin yüzünden olmayanlara ne demeli. Hangi sözü duysam tutar yanı yok. Ne vakit ölmeyi düşünsem, Dışarıda hep bahar havası olur. Çiçekler, böcekler, insanlar cıvıl cıvıl. Bir ben perişan haldeyim. Kalfalığını yapar gibi hiçliğin. İçine düştüm bir bitimsizliğin. Kışlar çetin, yazlar kurak geçiyor. Benim dünyamda mutluluktan ölmek yok. Keder aziz misafiri gecemin, Acı söylese de baldan tatlı. Ne vakit ölümü düşünsem, İnadına yaşa der gibi. Düşmanlarımın dahi yüzünde tebessüm. Bir ben nasibini almamışım mutluluktan. Dışarıda çiçeklerin munis kokusu, Baygınlık veriyor bana. Ben ki, bir gülü dahi koklayamadan, Tabuta girmiş aşığım. Bana mutluluktan bahsetmeyin. Üzülürüm. Üzüldükçe incitirim. Köye dost yüzlü giren teröristler gibi. Bana hep dost göründü hayatıma girenler. Öfkemi yine kendime kustum. Dostlarımın benden alacağı kalmadı. Bir sen varsın, aldıkça doymayan. Bir sen varsın sevgili. Umursamaz göründüğüme bakma. Bin pişmanım seni sevdiğime. Senin suçun yok, kusura bakma. En büyük ayıbı ben ettim kendime. Seni severek. Dostlarımın beni sevmediğini görmezden gelerek, Şimdi ne vakit yaşamaya soyunsam. Giy üstünü diyor anılar. Giy yoksa üşüteceksin… Ve ben ne vakit görsem seni, Kolunda bir sevgili ile geziyorsun. Eteğinin boyu hep kısa kışta bile. Tıpkı anılar gibi sesleniyorum sana. Sıkı giyin yoksa üşüteceksin… |