Ölmeme Gününde Doğan Melek
Ayırt edilmez sevgilerin tutsaklığında
Balıklar yüzüyor akvaryumda dünde yüzüyorlardı.Ben bir göz yaşı gibi kayarken yeryüzünden,kelimelerim çoktan unutulmuş olacak. Bir görüntünün yansıması da, okuduğum doğaçlama şiirler kalacak! Balıklar yüzüyor akvaryumda dünde yüzüyorlardı.. Ben zamanı durdururken kendi soluğumda balıklar yüzmeye devam edecek tutsak olduklarını anlamadan. Oysa ki yağmaya hazır bekleyen, bulut kümeleriydim ben. Bir umut çevirirdim yüzümü, ilk sevmelerin kıvrımında yaşamaya taş olsa ufalanırdı ellerim de demir olsa erirdi.. Efece konuşmalarımla ve kahkahalarımla doldurmaktaydım kaldırımları. Yüreğim sevdadan ve dilim mısralardan bir o kadar uzaktı. Yasamaktaydım, bir kar tanesi gibi yaşamak denilirse eğer buna.! …Balıklar yüzüyor akvaryumda dünde yüzüyorlardı. Kalplerden boşalan kahkahalarınla, sen süzüldün hayatıma.. Ansızın aşkın ağına takılırdı gözlerim, tanrısal bir iradenin etkisiyle bağlandı dilim. Limanlardan süzülen bir kayık gibi gülüşlerin arasında kayboldu benliğim.. Kafese konulan yabani bir keklik misali kaçıp kurtulmak isterken, kendi yüreğimin duvarlarına çarptım da duruldum.. Cılız ve güçsüz kaldı, gülüşlerin karşısında yüreğim ama inan bana korkmadım seni sevmekten. Dudakların kıyısında gezinen gözlerime ve kıvırcık saclarında dolaşan ellerime haksızlık olurdu, şüphesiz dünyaya uymak gibi bir şey olurdu bu. İnan bana Biran da olsa Vazgeçmedim senden dudakların kıyısında yüzmekten. Bundan olsa gerek, kilim dokur gibi sevgi dokudum gün doğmadan..Buharlaşan aşkının gölgesinde, göğe yükselmek isterken seninle aşkın kanatların da acıya gömüldüm.. Olsun…Balıklar yüzüyor akvaryumda dünde yüzüyorlardı. Zamanın değişken siluetine aldırmadan, gidişin canlandı benliğim de. Bir görüntünün yansımasın da milyonlarca kez dolaştım ve milyonlarca kez öldüm ben… Her seferin de adınla, adınla doğruldum yaşama. Bir bilge gibi ruhumu aradım, üst üste yığılmış kitapların arasında.. Her seferinde, sana benzeyen kadınlarla seviştim kitapların dünyasında. Hiçbiri sana benzemiyordu, hiç biri sen değildin oysa Her seferinde eylülde süzülen yapraklar gibi uçurumun kıyısın da buldum kendimi, sınırsız bir acının kıvrımın da kulaç arttığımı bilmeden, yıllarca bir milim ilerlemeden kulaç attım durdum ben bir görüntünün yansımasında. İnsan her seferinde Nasıl bir kez daha ölür, öğrendim ben ama vazgeçmedim senden, vazgeçmedim hayattan.. Bitmez ve tükenmez bir umutla yönümü her seferin de sana çevirdim. Üst üste yakılan sigaraların ve mastürbasyon kokan otel odalarında aşkından mayalanan dizeler döktürdüm.. Şairler görse, boynu bükük kalır efkardan. Aşka inananlar görse ceketlerini iliklerler karşısında. Gözlerin üzerinde gezinmedikten sonra, dilinde dolaşmadıkça mısralarım hepsi birer çöp yığınıdır yalnızca.. Sen baktıkça güzelleşir, sen dokundukça anlam kazanır, gökyüzünde uçan kuşlar o vakit bir başka kanat çırpar. Yoksa neye yarar sırf soyunu devam ettirmek için güzel kokan çiçeklerden bahsetmek. …Balıklar yüzüyor akvaryumda dünde yüzüyorlardı.. Kaç bahardır, bahara uzaktan bakarken artık bahar kimin umurundadır. Çiçekler ve yan yana dizilmiş kelimeler tek başına ne işe yarar. Yalnızca sen varken güzeldir, artık bahar yalnızca senin adındır. Sen geliyorsun ansızın aklıma, bahar açıyor yüreğime.. Ruhumun derinliklerine dalıyorum, mutluluk diyorum o kısa zaman dilimine.. Sen gidiyorsun, ansızın kış geliyor! Burada, mevsimler yalnızca sana bağlıdır.. Sen gidiyorsun, kış geliyor ve kar yağıyor romantik olmayan cinsinden. Yollar kapanıyor, bu yüzden insanlar ölüyor yalnızlık ağırlaşıyor, kendi yalnızlığında çoğalarak. Dostlarım kovuyor eşiklerinden, bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor yalnızlık… Gelmiyor artık yüreğimden, çiçek toplar gibi umut toplamak, kelimeleri yontarak şiirler yaratmak ve yönümü yaşama çevirmek..!! Sen gidiyorsun, ansızın pul pul dökülüyor güzellikler. Aşağılık bir dünya kuruluyor, çocuklar dileniyor sokaklarda. Benim yaşamım da çok farklı sayılmaz onlardan sevgi dileniyorum ve tutunmak isterken gözlerine her seferin de kirpiklerinden düşüyorum Kelimelerin kılıçtan keskin anlamlarıyla, ruhumu sah damarından kesiyorum. Göğe yükselmek isterken seninle, kelimelerin soyut yalnızlığına gömülüyorum. …Balıklar yüzüyor akvaryumda dünde yüzüyorlardı.. Ben bir göz yaşı gibi kayarken yeryüzünden, gözlerin geliyor aklıma. Kalem tutan ellerimde son mısralar dökülüyor kendiliğinden.. Son kez ölüyorum ben! Ölmek ne demek..? Bilmiyorum ama görüyorum, görüyor bu gözler ölümün çaresizliğini ve acının şekil değiştirmiş halini, acının nasıl azraile dönüştüğünü.. Görüyor bu gözler, ölümden sonrasını da göremezsiniz artık beni.. Ruhumun şah damarını kesiyorum, su kadar berrak, tanrı kadar görünmezim artık ben!! Devran Yılmaz |