HİÇLİĞİMİ ÖĞÜTÜYORUM...
Nasiplendiğimde kıyamet kopmakta
Oysaki usun ilk ilkesi, Yine sahipsizliğin feryadına kilit vurduğum Fevri bir yürek sesi Hem de ellerimle mabedimi yıktığım. Konuşluyum asil bir gölgede, Dipçiği tüm sırlarımın Gayri ihtiyari seçtiğim üç beş imge. Şimdi sussam ve çekilsem köşeme, Feryadın biri bin para, Cebelleştiğim dokunaklı tezahüründe yüreğin Bir nebze de olsa sükûtu dilediğim. Tüm hezeyanda saklı aslında o mevzu; Kerem’in diğer yarısı mademki ölümüne sevda, Kim kaybetti de indinde makberin, Yetmedi mi üstelik anıp anıp da gömdüklerim? Kayıtsızım bu gece, Zifiri yoksunluğun yeknesak hüviyeti; Verip de alamadıklarımdan mı soracağım yoksa tüm hesabı? En kıvrımlı hüznü yaşıyorum doya doya, Gücümün yettiğinin yüzü suyu hürmetine Yine dilimde takılı sayısız tekerleme: Aklımın figanlarında Yalıtılmışlığımın gölgesi, Kayıp giden son yıldızın da yine Bana kesilmişken faturası. Bir demde saklı madem ölü yarımın tescilli hikmeti, Yarında mı gizlenmeliyim Yine yok sayıldığıma dair geçmediğim kayıtlarına Yeryüzünün, bir de mutluluk ulaşmamışken o yıldıza, Adımı dahi unuttuğum açmayan çiçek bahçemde. Gönülde saklı ferman, Kalemde ise belli belirsiz bir derman Yine aralıksız nakşettiğim, Saklı sırları mı da sükûtun en derinine gömmeliyim? Gidip de dönmeyen kim varsa; Bir de var olup gitmeyi marifet bilenlere Geride kalansa derin bir hutbe Yine içmeye doyamadığım. Fısıltıların gıyabında bir sükûtun da özlemi; Temenninin çok ötesinde bir de yüreğin tok sesinde Asılsız bir hezeyan yine, Gönle o sitem üstelik yerli yersiz; İndinde rahmetin tokuşan benlikle Tüm hasbıhal yine toz konduramadığım güncemde. Tekil bir beyan: Andıklarıma rahmet zulüm ise harcım mı? Hâşâ! Hakka sunumumda sadece kırık bir lehçeyim, Konuşmayı özlediğim hangi yürekte saklı isem, Bir de görüp göreceklerime okuduğum sitem Kadar kayıtsızım. Olmazın oluru bir düşte kaykılmışlığım yerli yersiz Açık unuttuğum penceremde Bir tabur özlem belki de nakşeden Aşka ansız bir yergi Suretimde yenilgi, Kanımda ne çok kıvılcım Ölümüne tetiklerken ömrü Edindiğim o son rütbe. Hiçliğimi öğütüyorum, Düş birikintilerimden kalan son zerreler belki de. Tüm sessizliğin de figanı yine Saklı kayıp rotamda: Kâh eksiltili cümleler, Kâh darmaduman olmuş aklın çatıl kaşları. Eziyorum teker teker ölümlü yürek sesimi, Duymamalı kimse… oysaki Çok geç, Vakit çoktan oldu ömrün yarısı. İçselleştirdiğim hayallerimle ölümüne nikâhlıyım Bir de adını bilmediğim kutup yıldızımın nidalarında Rast geldiğim mabedimin kırık parçaları: Eğilip yere elimle tek tek toplamaya kalkıp da Kalan yarımın da yok olduğu o hengâme yine Varlığımın uzamında tok bir yürek sesi. Tıp tıp akıyor gözün nameleri, Ellerimde az çok isyan, Neye delalet ola ki bunca sessizlik, Demenin bedeli belli ki Yerin dibine geçtiğim ayak sesinde evrenin Bir de soyutlandığımın bilincinde Yufka yüreğin eremediği mertebe yine İstikameti kayıp bir sevdada terk edilmişliğim. Üstelik ansızın gönül kubbeme örttüğüm örtünün Büründüğü izdiham olsa olsa Sebepli sebepsiz tüm sevmişliklerim; Artık hangi aklı evvel fani ise Aşkın yüzü suyu hürmetine. Kayıp bir miladın da peşinde bir göçebeyim belli ki; Anmadıklarına rahmet okumaz mı insan, demelerine Tüm isyanım: Yanlı yansız tüm kelamım yine peşi sıra imlerin Ölümün tehdit ettiği bir ferman kadar kayıp bir bildirge Daha beyan etmediğim ne ise: Belki yarın belki asla Belki de olmamasını dilediğim bir matemde tüm suretim, Gördüklerime kani, Göreceklerime de Eyvallah, Artık kader ne zaman dilerse, Belki de mutluluğun pençesine düşme telaşım, Gidip gelmelerle bozmuşken aklımı. |
yazan: şebnem örs
yüreğine sağlık ablam