DÜNYALIK
İçinde yar gezinen saraylar sizin olsun,
Bankalar dolusu para Ve kuyumcular dolusu altın da öyle. Ne elmasta var gözüm, Ne yakut ne zümrütte, Ne de top top ipekte. İstemiyorum malını mülkünü dünyanın, İstemiyorum sürü sürü hayvanını, İstemiyorum en büyük yalanlarını… Şimdi böyle bahar bahar, Meyve ağaçları tomurcuklanmışken, Ha bugün ha yarın açacakken çiçekler, Çimenler yeşermişken Ve toprak kabarmışken bereketinden, Yalnızca sevdamla baş başa bırakın beni. Arkadaşlarımla ve insanca olsun, Olacak ne varsa işte hayatta. Sizce; Ne kadar eder, Sırılsıklam terlemişken toprağın üzerinde, Bir bardak su? Ne kadar eder, Ailesi insanın, Pazar sabahı güneşe karşı kahvaltıları, Bir sobanın etrafında oturmaları, Evladının gülümsemesi insanın? Ne kadar eder, Arkadaşınla paylaştığın son sigaran, Cebindeki son otobüs bileti, Kavga da sırt sırta verilmesi dostunla? Her şeyin bir fiyatı var mıdır yoksa? Hiçbir şeye paha biçilemez mi hayatında? Sizin olsun uğruna cana kıydığınız paranız ağalar, Malınız mülkünüz sizin olsun, İstemiyorum ben. Çünkü zenginim ben zaten. Tenimi ipek kumaşlar sarmasa da olur, Kollarımı yalancı sevdalar. Çıplak doğdum anamdan Ve çıplak gireceğim mezara. Yeter ki, Ayrılmayayım ailemden, Yeter ki el olmasın dostlarım, Yeter ki bahar havasını ciğerlerime çekebileyim, Her zaman. Gerisi sizin olsun, Gerisi bir hiçlik ne olsa… |