SUSUZ ÇÖLLER GEZERKEN
Yalan dünya dayanmaz insan dertli hâline
Usanmaz asla eller, ben bu aşkı yazarken. Habersiz miskler saçtım sevdâ kokan gülüne Harab olan haneme yılan çıyan sızarken. Düşürdü ateşine deli, divâne oldum O yârin yollarında dönen pervâne oldum Gönlümün sarayını yıktı virâne oldum Eğdim dertli başımı susuz çöller gezereken. Birden o karayel tersinden esti savurdu Attı bizi yad ele yabancıya çevirdi Şu gurbet ikimizi ateşiyle kavurdu Dertleri bağrımıza tesbih gibi dizerken.. Yâr yanında dünyada en büyük kâr idim Adım Aslı kaderde bir Kerem’e yâr idim O Yüce dağlarını örten beyaz kar idim Aşk od’unun içimde yandığını sezerken. O yar vefasız çıktı birden açtı arayı Ben onsuz ne eyleyim; tahtı, köşkü, sarayı Sinemi yaktı sürdü alnıma bu karayı Ya sabır çekerim bu dert bağrımı ezerken. Şükran, soruyor aşık denir mi usanana Sorgu sual olur mu aşk od’unda yanana Dünya yar mı bekarlık bir sultanlık sanana Bu hayat denizinde tek mahşere yüzerken. Şükran GÜNERİ 13/01/2017 13 Şubat 2017 Pazartesi 10:55:20 Varsın el mutlu olsun biz seyirci kalalım Kanlı gözyaşımızı yaramıza çalalım Bir sevda hatırına sararıp da solalım Buna yaşam mı denir yürekler kan süzerken...ms-solmaz... Teşekkür ederim abim.. |
Duygu ve anlam yüklü dizelerinizi zevkle okudum..
Kaleminiz daim olsun.
———Saygıyla —