Ah şu benim kederli, talihsiz dertli başım!
Güneşin sıcağında susuz çöl ister candan.
Gece gündüz akıyor gözümden acı yaşım
Yanağımın üstünde, tuzlu göl ister candan.

Deli gönlümde eser, hasretin gamlı yeli
Küstü konuşmaz oldu, kalbimin sevda dili
O vefasız görmüyor bendeki solmuş hâli
Kış zemheri ayında gonca gül ister candan.

Kır çiçeklerim soldu, kurudu kalp kıştayken
Üç günlük sevdalıyken, gamla keder yastayken
Allar giymiş elâlem, bende yürek hastayken
Sığınacak bir liman, kola kol ister candan.

Her ne günah var ise suç geçen hep zaman da
Düzen bozuk sadakat bulunmaz bu devran da
Aşkı sevgiyi kutsal sayan büyük insan da
Tek yalan söylemeyen tatlı dil ister candan

Hayal kurmak düş görmek, kaldı gençlik çağımda
Lale, sümbül dererdim; solmayan aşk bağımda
Şükran derki kuş sesi, hiç susmasın dağımda
Geçit vermez dağlardan, gelen yol ister candan...

Şükran GÜNERİ
21/04/2017

Kalmadı hiç çivisi çıkmış dünyanın tadı
Gidenlerin hep iyi ..... kötü anılır yadı
Kader yorgun düşürdü bu bi-çare Muradı
Mezara taşıyan dört kollu sal ister candan ...... Murat meral ( muradı ) çok teşekkür ederim..