0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
973
Okunma
’bil/iyorum,
farklı bedenlere b-Aktın
belki de sendedir cevabım...’’
düşü/yordum
ve incindi diz kapaklarım
ki sen/
ıslak/ırmak.
yüreğimde bir kor
ve ateşimin içindeki deli mavi hastalık
tüm hücrelerime bulaşan.
ciğerden ciğere/
gözden göze bir hüner
veya
gecenin karanlığında hırsızlık gibi
susarak/susayarak
ve genişleyen damarlarımda
A-kan üzümden şerbet.
göz perdelerimin içine düşen
mülteci bir nur
alnıma/omuzlarıma sığınır
sıcak derin kuyulara düşen Yusuf gibi
ıslak ve kokan toprağımda ki
gel/
adı kayıp olsun yüreğimdeki ayrık otlarının.
çarşafa dolaşırken harfler,
tenin çıplak mıydı?
onun için mi yapışmıştı
alt dudağının mat rengi ki
sus/
daha çok sus.
gözlerini kapat şimdi
ve çek içine,
bir yağmur dilinde
böyle ıslanır ormanların yaprakları.
yaklaş/korkma..
ürkmemiş duygular
böyle zamanlarda mevsimlenir
ve görkemsiz soluğuma bulaştı
tenindeki ıslak ter ki
ben karanlık/
katran ve zifir çağlardan geçip
kapına geliyorum terli.
ağzının boşluklarında sAkladığın başka dil var mı?
ve kesip kırıklarını saçlarının,
yastığımın altına sok avuç içlerini
sırtıma sonra
kürek kemiğimin arasına dudakların ki
ben,
düşü/yordum...
(...)