0
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
929
Okunma
üşüyünce sesin/
nefesin
yüreğin/ Mekke kadar dayanır ruhuma
kapatırsın bebeklerini g-özlerinin ki
saçların üşür,
nereye akacağını bilmeyen
nehirlerin
taşması gibi
tel/tel
ve kırık
ve ıslak
sırılsıklam
saçların üşür
ve sen üşürsün
sonra
geçmiş kavimlerden gelen
hiç içilmemiş kaynaklar gibi
dudakların
üşür
ve sen üşürsün
AK/san
yıkardım ruhumu bir kere
bakıp giden
akıp giden
sarıp giden
şefkat gibi
su/yun
su-sa-dığ-ım
avuçlasam/seni
-sızlıyor-sun
-sızıyor-sun
parmak aralarından
gördüğün düşün,
kekeme olması bundan
bir dilek kuyusu gibi
gözlerin ki
adıyorum
-sana
adanıyorum…
sen üşüyünce
hasretim uzadıkça uzanıyor
derinden/derine
derinden/terine
hiç gitmediğin yerleri
özlüyorsun..
yüzün/yüzüm
ellerin/ellerim
ve yankısında teninin
yokluğun kalabalık,
yokluğun kavgalı
yokluğun
buz,
meğer yanığı değilmiş suyun
yanmasıymış/yaralanması
kabuk bağlaması
usulca
sen üşüyünce…
(…)