2
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
795
Okunma
düşler içinde uyanıyorsun;
eşiğinde durup bir kapının,
dağıtıp saçlarını özensiz,
korkularını ve kokularını
savurup odalara,
işaretler bırakıyorsun/mor ki
avuçlayıp anahtarı masa üstünden,
aynaya bakıp düzelterek sesini,
şekil vererek hayallerine
kapıyı kapatıp çıkıyorsun.
yüreğinden söküp atamadığın odalarla…
düşler içinde uyanıyorsun;
bir şiirden gelip,
aşk-ihanet/yer-yön
ve zaman bildiren harfler öğrenerek,
adını/kahramanını ki
önce hangisiydi tebessüm eden
yüzüne/hüznüne..
bil/iyorum geç kalmışlığınla kendine,
anne diyorsun önce ve sonra baba…
düşler içinde uyanıyorsun;
sek sek oynayan çocuklar,
uçurtmalar ve kesikler ki
diz kapaklarının hemen altında
çoğalıyor kanamaları gitme/lerin..
yerinden sökülmüş sesler gibi
ipleri sarkarken saçaklarından,
emiyorsun karı/yağmuru..
boğulmak değil,
kala/kalmak canını sıkıyor
pencerelerin önünde..
bir yer/bir şey/bir kedi
ve hep birileri –biryerlerde- diye..
kapatıyorsun g-özlerini
ve içinde oluyor her şey
düş ya da ütopya
biraz zaman alıyor büyümek...
düşler içinde uyanıyorsun;
bacaklarına sürtünüyor
gözlerinden uyku akan bir kedi
ve sızıyor içine
açık bıraktığın olasılıkların ışığı ki
zaman evet/biraz zaman gerekiyor
aitsiz günlerin telaşlarında
avuç içlerinden d-üşüyor
sana ait olmayan..
telaşlanıyor ve yaşlanıyorsun
henüz erkenmiş gibi
gerdanına sokuluyor kokular/korkular…
düşler içinde uyanıyorsun;
telaşlı günlerin başlangıcında,
geç kalıyorsun zam/ana,
bir derse,adrese
veya ocakta çayına ki
altını kısarak b-akıyorsun
sorularına/sorgularına..
bil/iyorum
dudağından düşmüyor adıM..
ister inan/ister inanma
ömür az buçuk buna deniyor,
tararken saçlarını çocukluğunun,
zorda olsa taşımak gibi
sırtında çantasını/
ve hep oyun olsun diye karalamak,
hiç çizmediğimiz çizgilere basarak…
(...)