9
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1554
Okunma
Sözüne söz demedim çarptın kapıyı gittin
Suçum günahım neydi kalemi kırdın oğul
Boğazımdan geçmedi lokmayı zehir ettin
Ocağımız sönerken çözülmez sırdın oğul.
Ellerim dizi döver dört duvar arasında
Gözyaşlarım saklıdır yazmamın karasında
Hasret ok yüreğimin kapanmaz yarasında
Ruhumu bedenimi ardından yordun oğul.
Eş dost akrabalarım yedi kat ele sordum
Dağ taş bağ dere tepe bahçede güle sordum
Doğru yalan demeden konuşan dile sordum
Ben rüzgârlara sordum sen kime sordun oğul
Yedimden yetmişime bir sefa süremedim
Dert sırtımda urbamdı çıkarıp düremedim
Ne öz ne üvey evlat hayırını göremedim
Dört kardeşin birde sen köteği vurdun oğul.
Dertlerim Aksaray’dan Ankara ya getirdi
Doktorlar çaresizdi umudunu yitirdi
En sonunda derdiniz beni yedi bitirdi
Beyaza değil kara kefene sardın oğul.
Tabutum musallada kardeşlerim saf olsun
Ruhum sevenlerimin dua’larıyla dolsun
Kabrimde biten otu sizden harici yolsun
Fatiş’i de ahirden ahrete sürdün oğul.
( Firari )
05/02/2017
5.0
100% (11)