Sahipsiz Sanma Yetimi
Dayanamaz sahipsizliğe insan, alışamaz yalnızlığın kasvetine,
Biraz yalnız kalıverse bin bir türlü cefadan geçtim der kendisine. Oysa yalnız doğdun ve yalnız öleceksin, bu kalabalık tatlı bir hayal, Yaşadıklarının hesabını yalnız vereceksin, çıkacaksın teraziye derhal. Yine de tutunacak dalı olmalı insanın, güveneceği bir başka insan, Bunun için yanındadır annen, yanındadır her muhtaç olduğunda baban. Yıkık ve perişan olsan da hayat kavgasında kendine güvenirsin, Annenin şefkatli kolları ve dağ gibi baban yanındadır bilirsin. Öyleyse en başında yalnız kalmış, biçare yetime ne söylenmeli? Hangi güzel sözler ve hangi şefkatli bakışlarla gönlü tazelenmeli? Ekmek kavgasında ya da vatan savunmasında dolmuş vadesi babanın, Zavallı evlat, sahipsiz ceylan olmuş arasında binlerce vahşi sırtlanın. Kim sevebilir yetimi, onun dünyaya gelmesine sebep olanlar kadar? Bu yürekleri dağlayan acıyı, hangi çocuğun yüreği ömrüne bağlar? Bayram sabahları kan damlar yetimin gönlüne sanki sanırsın ızdırap, Bu ne ağır yüktür, ne kadar çileli vakitler olur bayramlar Ya Rab? Yaşamayan bilmez, yaşatmasın Allah hiç kimseye bu ızdırabı, Ne bayramlıklar unutturabilir sahipsizliği, ne de parlak ayakkabı. Sen sarılırken babana, çekerken baba kokusunu ciğerlerine, Yetimin gönlü kırgın, mahzun mahzun bakar diğerlerine. Üşüşür leş kargaları, üşüşür ciğersiz akrabaları üzerine yetimin, Bir lokma rızkını almak ve el değmemiş ırzına sahip olmak için. Bu ne biçimsiz talih, bu ne adaletsiz dünya diye düşünürsün, Lanet okursun imansıza, üzüntünden karalara bürünürsün. Oysa hiçbir yetim için üzülmek, fayda etmez hiçbir yetime, Üzüleceğine sahip çık, acıyacağına tut ellerinden sevginle. Aslında sahipsiz değildir hiçbir yetim, sahip çıkan vardır, Her şeyin sahibi Allah, yetim bıraktığına da sahip çıkandır. |