Böyle bahar, böyle yaza
Vurgunum böyle bir kıza
Tenindeki mor bluza
Bürünmüş o gül yâr benim


Mor dağların yaban gülü
Lale çiğdemi sümbülü
Bağında garip bülbülü
Ağlatan o gül yâr benim


Ben o bağın bağbanıydım
Gül yüzünün hayranıydım
Aşkla pişen biryanıydım
Şimdi uzak ağyâr benim


Yâre hasret düştü kollar
Giden gelmez küstü yollar
Gönlüme tuz bastı yıllar
İçten yanan dağlar benim


Şaban AKTAŞ
27.01.2017 - 22.56

27 OCAK 2017 MUHTIRASI



Çatılar uçup göçecek
Sökülecek dev ağaçlar
Bu kış çok canlı ölecek
Kurtlar kuşlar hepsi açlar!


Tamahkârlık daha çoğa
Bozuldu iklim ve doğa
Depremle sel yıka boğa
Yetmez çadırlar ilaçlar!


Ne Musa’sı ne İsa’sı
Yaramaz işe asası
Doğanın denge yasası
Yerinden oynadı taşlar!


İnsanoğlu haddini bil
Dünya sana ait değil
Ağaca saygı duy; eğil
Ödenecek suçlar baçlar!


Hava, toprak, su ve ateş
Mayan, tuzun, özün kardeş
Sevgiyle barışta birleş
Bitirilsin tüm savaşlar!


İhanet etme aslına
Saygı duy insan nesline
Ev/ren/sel ölçek kastı ne
Düze inecek yamaçlar!


Kaydı dünyanın ekseni
Oynat milim görek seni
Yapar yıkar gerekeni
Canlar doğaya muhtaçlar!


Döner bir büyük değirmen
Eğrilir bükülür kirman
Doğanın elinde ferman
Savrulacak tahtlar taçlar!


Gökler duman toz olacak
Suyun üstü köz olacak
Her şey ani tez olacak
Devrilecek dağlar taşlar!


Düşün akla gelen olur
Geleni bir bilen olur
Varın yoğun yalan olur
Aktaş dökülecek saçlar!


Şaban AKTAŞ
27.01.2017






DİN VAR İMAN YOK"

Halkın eleştirisinden
Kopya çekerek
Yine çıktı ekrana
Anlatıyor yeni Anayasayı
Cahil herifler!..

Oysa öğrendik yıllardır
Hayır dualarınızı
Şeytan ayetlerinizi
İyi kötü
Okuduk tüm niyetlerinizi...

Kandıracaklarını sanıyorlar;
Boşuna beyler boşuna
Gözönünde gerçekler
Baskı
İhanet
Korku
Zulüm
Kol geziyor ortalıkta
Açlık
İşsizlik
Ölüm...

Yağlı ballı sözler sizde
Ne yağ ne ne şeker
Ne de un kaldı bizde;
Çıkıp gitmiş yerinden
Oynatmış aklını milet...

İnsan insanlıktan çıkmış
Tavada balık
"Su başını devler tutmuş"
Dinlerken sizi alık alık
Din iman
Ahlâk dersi verirken hocalar
Irzına geçilmiş çocukların
Sessizliğe gömülüp kalmış
Tütmez olmuş bacalar...

Grevde işçiler, emekçiler
Fabrikalarda duman yok
Patronlarda çene
Sırtımızda kene
"Sizde din var, iman yok!"

Şaban AKTAŞ
26.01.2017


GÖNÜLHANE

-I-
Tenimin sen sıcaklığı
Gel zaman
Git zaman
Düş içinde ben
Cevizin içinde sen!

Aşk, c/ev/izin
Kırılmamış tanesi
Çınlayan kulakçık
Kar altında karıncık
Tek yürekte
Bir çift gönül hanesi...

Açıp baksan içime
Birbirine sarılmış
Düş düşe iki beyin
Arada ayrılık zarı;
Bilemedim, seni
Aşkı nasıl tarif edeyim?!

Doyurulamayan açlık
Yaşamak için
Sığındığım barınak;
Sana muhtaçlık...

Oysa burnumda tü/ten
Gül yanağın;
Düşü düşe değdirir
Dişi dişe değdirmez
Değdirseydi eğer,
Aşk boyun büktürüp
Yaş döktürüp
Başı öne eğdirmez!..

O an işte
Dünya tersine döner
Düş düşünce
Çıkar yörüngeden
Boşalır bütün sular
Yağmur olur sağanak...

Dökülür boşluğa
En derin, en mavi
En dalgalı fırtınalarla
Köpürüp kuduran
Çalkantılı okyanuslar...

Aşktan güçlü kudret
Senden büyük heyecan
Deprem, heyelan
Sel baskını, tsunami
Doğal afet mi var?

-II-

Sen bir yaban gülüsün
Esen yelde kokun
Aşkın gizemli dilisin
Tenimde dokun...

Gözlerin gönül ışığı
Gündüzün güneşi,
Gecelerin dolunayı
Hilâlinde Zühre Yıldızı,
Gözünden
Gönlüme asılı
Süreyya kandilisin...

Aşksın velhasılı
Tenimin sen sıcaklığı
Çöllerce kurak
Özlem ile gözümün
Tuzla ıslak mendilisin...

Şaban AKTAŞ
26.01.2017- 11.35