HasretlikHasreti yaşa ki neler gele başa Onu yaşayan kulun aklı şaşar Derdini soran var mıdır bilinmez Gece gündüz kapıya koşar yaşar Ellerinin kınası hala kuramamıştır Nazlı yârin koynunda yatmamıştır Gülen gözleriyle yâre bakmamıştır Gece gündüz kapıya koşar yaşar Sanki lal olmuş konuşmaz tatlı dili Uzanırken sanki kırılmış tutan eli Hasret yükü sırtında eğiktir beli Gece gündüz kapıya koşar yaşar Gurbette döneni görür yüreği kanar Her gelenle yâri gelecekmiş sanır koşar Bin bir hayal kırıklığı içinde garip yaşar Gece gündüz kapıya koşar yaşar Yıllar gelip geçer hala yalnız yatar Her gün hasretlik çamuruna batar Hasretliği bir lokma ekmeğe katar Gece gündüz kapıya koşar yaşar Kul Mehmet’im insanın gecesi olursa zindan Rabbim kurtarsın her kulunu dardan Gelince yâri sarmak için bekler o candan Gece gündüz kapıya koşar yaşar Mehmet Aluç/Kul Mehmet |