KIRK YAŞ
Kırklara erişti yaşım nihayet.
Teneşir paklasa korkum mu olur? Unumu eledim astım eleği, Der isem ölüden farkım mı olur? Gamze oku, hilâl yaydan çıkınca, Menzil vurup sendeletip yıkınca, Zülüf kemendini boyna takınca, Anlaşma yapmaya şartım mı olur? Felek bükmedikçe benim belimi, Koklarım elbette gonca gülümü. Arpadan olsa da atın ölümü, Bülbül, goncalara dargın mı olur? Günler geçer, bahar gelir, güz gelir. Kocayınca kurda bile söz gelir. Gönül bıkmaz; aşk mevsimi az gelir. Coşup çağlayınca azgın mı olur? Sevda tespih olur iplikte kalır. Son nefeste gönül hep ilkte kalır. Horoz ölür gözü çöplükte kalır. Sanmam ki yine de yorgun mu olur? Benzersem Kurban’da uyuyan ite, Dönersem mahmuzsuz gitmeyen ata, O zaman küserim işte hayata. Bundan daha büyük vurgun mu olur? |
Daha senden gayrı âşık mı yoktur
Nedir bu telaşın vay deli gönül
Hele düşün devr-i âdemden beri
Neler geldi geçti say deli gönül
Gördüm iki kişi mezar eşiyor
Gam kasavet gelmiş boydan aşıyor
Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor
Gel de bu rüyayı yor deli gönül
RUHSATÎ
sevgiler,