DİKEN OLDUM GÜL DALINDA
BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-552
552- OZAN TEKFURİ-BEYTULLAH ARABACI DİKEN OLDUM GÜL DALINDA Diken oldum gül dalında Bülbül figan eyler durur Derdim çınlar her tınında Çalar sazım mahir olur Bitmez gamım çilem bitmez Felek kemendini çekmez Göz yaşlarım akar dinmez Taşar ırmak nehir olur Tekfuri der derde derman Haktan gelmiş gelen ferman Halım yaman başım duman Ömrüm bana zehir olur TEKFURİ-23.04.2009 BEYTULLAH ARABACI (OZAN TEKFÛRİ ) 03.04.1960 ama nüfuz cüzdanına göre 01.01.1962 yılında Tekirdağ ili Malkara ilçesi Balabancık kasabasında doğdu. İlkokulu Balabancık kasabasında okudu. Orta ve lise eğitimini Malkara Lisesinde tamamladı. 1979 yılında Ankara’da Gazi Eğitim Fakültesi Fransızca bölümünü kazandı, ancak rahatsızlığı nedeniyle okuluna devam edemediğinden , iki yıllık önlisans eğitimini tamamlayabildi. 12 yaşında iken ilk bağlamasını aldı ve ortaokulda Hüseyin Kantürk’ten ilk bağlama derslerini aldı. Ancak okuldaki bağlama derslerine maddi imkansızlıklar dolayısıyla devam edemedi. Kendi çabaları ve köyündeki o zamanlar ilkokul öğretmeni Nail öğretmenden yardımlar aldı. Sonraları kendi çabalarıyla bağlama çalmaya başladı. Ankara’da fakültede öğrenciyken bir dönem kurslara katıldı ama yine maddi imkansızlıklar dolayısıyla devam edemedi 80 öncesi köyünde açılan Halk Evi’ne üye olmuş ve orada dünya görüşü ve felsefesini oluşturan fikirleri olgunlaşmıştır. 1977 Taksim 1 Mayıs mitinginde bizzat bulunmuş ve yıllar sonrasında gururla anımsayacağı Sol görüşlü bir öğrenci olarak ilk direniş öyküsüne adımını atmıştır.. 1985yılında Doç. Dr. Şenel ÖNALDI önderliğinde açılan bağlama usta öğretici kursuna katıldı ve usta öğretici sertifikası aldı. Bu belge ile de Halk Eğitimi Merkezlerinde bağlama kurslarında hocalık ve çeşitli okullarda Müzik Öğretmenliği yaptı. Ozan halen Tekirdağ merkez Bayol Pasajı’nda Ozan Müzik Evi adındaki yerinde müzik aletleri satışı ve bağlama kursları faaliyetlerini sürdürmektedir.. Beytullah ARABACI evli ve Can Ozan isminde bir çocuk babasıdır. Ozanlık geleneğini küçük yaşta benimsemiş ve bir çok ozanı kendine örnek almıştır. İrticalen (doğaçlama) atışmalar ve taşlamalar söylemektedir. Ayrıca 1995 yılında tanıştığı Şarköy Eriklice köyünde ikamet eden merhum Trakyalı tek ozan Zülfikâr Divani ustanın kendine verdiği TEKFÛRİ mahlasıyla yazdığı kendine ait eserleri olduğu gibi bir çok ozanın söylediği türküleri de yorumlamıştır. Halkın içinden gelen ve halka ait ne varsa özümsemiş olan ozan, Türk Halk Müziği sevgisini ve aşkını her zeminde dile getirmiş ve gereğini yerine getirmeye çalışmış ve halen de bu uğurda emek vermeye devam etmektedir. Ozanın 270 civarında bestesi bulunmaktadır. Bu eserlerin 140’ının sözleri farklı şairlere ait olup diğerlerinin sözü ve müziği kendine aitir. 2004 yılından bu yana Tekirdağ merkeze yerleşen ozan buradaki çeşitli etkinliklere katılmıştır. Namık Kemal Şiir Grubu ve daha sonra bizzat kurucuları arasında yer aldığı TEKSAD Derneğinde çalışmalarını sürdürmektedir. Ozan Trakya Tasavvuf Müziğine de merak sarmış ve bir çok nefesi derleyip notaya almıştır. Tekirdağ Kılavuzlu Köyü’nden araştırmacı yazar Refik ENGİN’le birlikte Ozanın bu bağlamdaki çalışmaları halen devam etmektedir. DİKEN OLDUM GÜL DALINDA Canan yüzün çevirince Evvel ömrüm ahir olur Yaş elliyi devirince Gül cemalim zahir olur Dikeniyim bende gülün Türküsüyüm, dudak, dilin Seviyorum yâri bilin Böyle sevda fahir olur Canan akıla gelince Karşıdan bakıp gülünce İki gönül bir olunca Deli yürek şehir olur Gönle huzur doluyorsa Herkes mutlu oluyorsa İki seven gülüyorsa Hüzünlerde tehir olur Adın böyle hecelerde Şeyda olan nicelerde Bitmez uzun gecelerde Nemli gözler Sahir olur Kurumasın gülüm dalın Bayrağa bak öyle salın Öpülecek olan alın Lekesiz bir tahir olur Lüzumsuz’um aşk testinde Sâba, hicaz ve rastında Yakamozlu su üstünde Aşkımız bir bahir olur Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI AHİR: Son, sonraki ZAHİR: 1. Açık, belli. 2. Dış yüz, görünüş. 3. Kuşkusuz, elbette, şüphes FAHİR: 1- Fakir. 2. Şanlı, şerefli, onurlu.3. Övünen, iftihar eden. 4. Parlak, gösterişli, güzel. TEHİR: Sonraya bırakma, erteleme, geciktirme SAHİR: 1-Geceleri uyumayan, uykusuz 2-Büyücü ŞEYDA: Aşk yüzünden deli olan, aklını yitiren TAHİR : Temiz, pak BAHİR : Deniz, Ar, ışıklı, güzel, parlak |
ANLAMLI
DİLDE TÜRKÜ OLURSA
O TÜRKÜLÜ ÜLKE CENNET OLUR