şairler unutmuş konuşmayı
ince bir hissiyatla göz yaşı döker bulutlar
kurumuş çiçeklerimize bahar gelsin diye! bir yaprakta gizlenmiş, dopdolu bir umut var tutundum, içimdeki kuru bir dala,sevdam diye göklere aşinadır bulutlar gözüm gezdirir seyrüsefer diyarı gurbette düşlerim hüznüme kanatsız çözüm ay bölündü kuşlar ebabil bir ilahi hikmette yiğidim; ömür sermayeni eyleme zayi amel defterin karalıysa silmeyle bitmez dolaşıyorsa, imanlı damarlarda o ince mayi bir aşk pınarı gibidir, inananlarda bitmez... ya gösterdiğin hassasiyet, incelikli değer kadri kıymeti bilinmemiş, yok sayılmışsa eğer kimse de değil, kendimde ararım kusuru kendime gereken önemi vermemişim meğer demek; sevdiğim şairler unuttu konuşmayı rüzgar mı almaz gemi, şişmiyor mu yelken ? karanlık zihinler ihanette, kesmiyorlar zurnayı bu zamanda susulur mu ? bunca ihanet varken yusuf erdoğan |