2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1583
Okunma
evet hatırlıyorum da
soğuk bir Montmartre akşamı daha ısmarlamıştı meteliksizliğim
yasladığım son sıcak nefeste süzülürken pervazı düşük penceremden
adını kıvrımlarından çalan tüm kamelya çiçekleri şarkımızı mırıldanıyordu
La bohème…… La bohème……
gözlerime dokunduğun yerdi kutsal tapınağım
açtık…açıktık ve fazlasıyla da kaçıktık kendimizce
sen tuvalime doğan bakire bir güneş kadar çıplak ve sıcak
ben ise yüreğinde fırça darbeleriyle devrim yapacak kadar bakirdim
ekmek doğradığımız tastan içtiğimiz şaraplar kadar keskindi tadımız
şövalemiz gibi dikilirdik sabahı kaçkın gecelerin fresk kokan figürlerine
ve tınısında rüzgarın saçlarına notalar iliştirip ay ışığında söylerdik şarkımızı
La bohème…… La bohème……
.
…
.
aşk kadar doğurgandı gençliğimizdeki ateşin rahmi
ve artık sıcak bir Montmartre akşamı dahi ısıtamıyor kış yüreğimi
kamelyalarımız sürgün yemiş eşkalsiz tüm sokaklardan ve aşklardan
hiç bir dua hiç bir tapınak kutsal olamamış gözlerindeki cennet kadar…
rahat uyu
ve bil ki göz kapaklarında ağlayan melekler dahi fısıldıyordu şarkımızı
La bohème…… La bohème……
ilhanaşıcıocakikibinonyedi
5.0
100% (11)