DAVA TACİRİ.
Burası, PAZARVATAN, kilo işi insan var.
Bu pazarda gün boyu, insan insanı satar. Tezgâha önce, insanın gölgesi düşer, Sonra, paketlenir rafa konur, üçer ve beşer. . Ortamı, Ağır abilerin, naraları titretir Bu pazarda, abiler hep ticareti öğretir Her şey mubah pazarı, olmuş bu Pazar Burada, bozuk para, bozuğu bozar . Kulak sağır, dil lal olur, göz görse de aciz Sanki bir asırdır, bu pazara muhtacız. Kim, kimi satar, kaça satar bilinmez Bu pazara damsız ,sırlatansız girilmez. . Yalan üstüne yalan, riya üstüne riya Kız da gelse pazara, dönüverir karıya Okus pokuslu elller, pazarın karizması Aslında bir zavallı, tezgahın son azması . Kimse alınmasın, benim sözüm şeytana Şeytanın oyununa, gülücükler atana Bu pazarın deyyüsü ,şeytanın ta kendisi Namusu satanların şeytandır efendisi . Namussuz tezgâhında, namuslular var. Namuslular, biçare, tezgâhta ağlar. Bu Pazar, nefse esir olana kapan Düşmez bu tezgâha, Allah’a tapan . Ama şeytan düşürüyor, ne yapacağız Ya tezgâhı yakacak, ya pazarı yıkacağız. Bilgin derviş derki, ya insan olacağız. Yâda insanlık makamından kovulacağız. . Herkes satılmaz kı hem de her zaman Bu çok azgın bir Pazar, vakit ahır zaman, Bilgin derviş derki daima her zaman Ayağımızı sabit kılmaz sa yaradan Düşürürler, düşeriz, bu kutlu davadan |