0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1349
Okunma
Burası, PAZARVATAN, kilo işi insan var.
Bu pazarda gün boyu, insan insanı satar.
Tezgâha önce, insanın gölgesi düşer,
Sonra, paketlenir rafa konur, üçer ve beşer.
.
Ortamı, Ağır abilerin, naraları titretir
Bu pazarda, abiler hep ticareti öğretir
Her şey mubah pazarı, olmuş bu Pazar
Burada, bozuk para, bozuğu bozar
.
Kulak sağır, dil lal olur, göz görse de aciz
Sanki bir asırdır, bu pazara muhtacız.
Kim, kimi satar, kaça satar bilinmez
Bu pazara damsız ,sırlatansız girilmez.
.
Yalan üstüne yalan, riya üstüne riya
Kız da gelse pazara, dönüverir karıya
Okus pokuslu elller, pazarın karizması
Aslında bir zavallı, tezgahın son azması
.
Kimse alınmasın, benim sözüm şeytana
Şeytanın oyununa, gülücükler atana
Bu pazarın deyyüsü ,şeytanın ta kendisi
Namusu satanların şeytandır efendisi
.
Namussuz tezgâhında, namuslular var.
Namuslular, biçare, tezgâhta ağlar.
Bu Pazar, nefse esir olana kapan
Düşmez bu tezgâha, Allah’a tapan
.
Ama şeytan düşürüyor, ne yapacağız
Ya tezgâhı yakacak, ya pazarı yıkacağız.
Bilgin derviş derki, ya insan olacağız.
Yâda insanlık makamından kovulacağız.
.
Herkes satılmaz kı hem de her zaman
Bu çok azgın bir Pazar, vakit ahır zaman,
Bilgin derviş derki daima her zaman
Ayağımızı sabit kılmaz sa yaradan
Düşürürler, düşeriz, bu kutlu davadan