Suluepken kar yağıyor Sensiz kentin yollarına İçim hâlâ kan ağlıyor Kar beyaz düş kollarına
Kar tane tane düşüyor Sensiz yanağım üşüyor Düşüm dağlardan aşıyor O gurbetin yollarına
Az önce iki sevgili Gepegenç daha liseli Sarmaş dolaş senli benli Bakakaldım hallerine?!
Kar altında gül dalları Giyin kuşan gel alları Esen şu sevda yelleri Selam olsun ellerine
Al güzelim al selâmı Aşk ile gönül kelâmı Ayrıldık bile bile mi Şaştım kendi hallerime?!
Aktaş derdin deşiyorsun Dağ ardına düşüyorsun Güneş olsan üşüyorsun Kar yağıyor yollarına?!
Şaban AKTAŞ 26.12.2016
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
AŞKIN ŞİLİCESİ
Şili derim, ilk harfinde Enkaz / deprem Nasıl unuturum Acıyı severim Yüreğim biber gibi Aşkın Şilicesi Bir de delicesi var İlk çocuk yıllarım Resmin yüreğimde Ş ç/engeline asılı İçten içe keder İğne "Cız!" Rahat vermez ay kız Dürter velhasılı İlk ayçiçeğim, Ş gülüm; Rengârenk, iki bahar...
Şaban Aktaş 26.12.2016
PİYONER AŞK
Alır götürür seni zaman Sürükler tünelinde Neyi nereye Koyduğu yere Bazı an bir dal çiçek Duvarda bir resim Bazı anlar da Tutulup kalmış Deklanşörde bir kare, Değil mi sevmişsin Yanmışsın Yanabileceğin kadar Yemin etmişsin Bir başkasını daha Sevmemeye Bir değil, binlerce kere!
Aşk piyonerdir; Yerleşimcidir İstilacı kuvvet gibi Yalvartır yakartır, Yalnız karartmaz Aydınlatır aşk Sonuna dek hayatı, Doludizgin koşar İndirmez sırtından Soyludur aşk Safkan bir arapatı Tüm benliğimde İnanıyorum sana Ey aşk; Gücün her şeye yeter Ne daha güzel olabilirim Ne bundan daha beter?!
Şaban AKTAŞ 25.12.2016
BAĞLAMA
Sazımı arada bir siliyorum Tozunu kirini Pasını alıyorum; O da benim yasımı alıyor; İncesinde, sırmasında Bam telinde Gönlümün hevesini, Yüreğimin sesini Saz göğsünden dinliyorum...
Ne kadar neşeliysem O da o kadar Ne kadar hüzünlüysem Ağlar o da Ağlayabildiğim kadar...
Sazım benim, perde perde Boşaltır içimi En sıkıntılı En karanlık zor günlerde Alıp şöyle kucağıma Yatırsam dizime Dokununca teline "A...yar!" Telindeki ilk kelime Sitem eder Nazlanır kendi kendine; -Bakma öyle Garip garip bakma Burgumdaki sedef kakma, Bu soğuk hava Bu sis, bu duman Yalnızca sana mı dokunur Buz gibi soğuk duvar Üşütmez mi teni Yel değmez mi tellerime?!
Dokunurum Kulağından usul usul Onu tel tel ayar ederim O/da beni yâr eder Başlar söyleşi sevişme Dağılır gönülden keder...
Bağlıyız biz gönülden; Bağlamayız Bağlanmasak ağlamayız! Hele dokun şimdi tellere ’’Bir elinde bağlama K/ömür gözlüm ağlama
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Doktor civanım Doktor doktor civanım" Kısa sap, uzun sap Re’den kesme, divanım... Gönül teli Bağlama işte bu Bir küser bir barışır Saçlarında tel tel Hüzün gül ile bülbüle Yüzün türkülere karışır...
Şaban AKTAŞ 25.12.2016
geniş omuzlu zamanlarda mutluluksa göğsünde uyuduğun huzurun elleri sırtında ilkyaz öpüşleri de saçlarındaysa sarıl doyasıya yaşamı yorma... Bahar Arslan Kızıltan :::::::::::::::::::::::::::::::::
PREPOLİS
Her zaman bahar değil Dört mevsimde bir gelir Yüreğinde kır tanrısı Pan Dudağında üflenen lir Apollon’dan sunu Güneşten hediyedir...
Arının dilinde nektar Beyinin yediği prepolis Solsa da çiçekler Ölürken işçi arılar Kovanında bir bir, Arılar kraliçesi Beyinde ömrü aşkın Beşinci bir mevsim sürebilir...
Alıştıysa koyun Tadı damağında tuza Bir de dimağı, Yüreğin yanar Aşktır uzayan sonsuza Bir hüzün yumağı...
Ah kulağımda çınlayan Bu çıngırak sesleri Sağırlaştıran siren tizliği Çıngıraklıyılan Çançiçeği, can sisleri Kırçiçekleri Kelebekler, arı/kuşları Çiçeklere üşüşen Su üstünde Yusufçuk Gölgesi suya düşen, Ağustosböcekleri Üflerken bir liri Dudağımdaki titreşimler, Hepsi hepsi aşk Buğul buğul nefesim Seni sevebilmek titizliği...
Şaban AKTAŞ 25.12.2016
BU DÜNYANIN DERDİ BİTMEZ
Bu dünyanın derdi bitmez Kahrına bin ömür yetmez Yağmur ile kar yağmasa Kirine su kömür yetmez!
Bugün aşkla çeker Yarın başka çeker İnsanın canı; Seviyorsan meyveyi Dikeceksin fidanı! Can boğazdan gider Yiyeceksin elbet Fakat biraz emek ver Ver ki tohum yeşersin Bolluk görsün memleket! Ne dersin; Emeksiz yemek olur mu Bu kadar dağ var Toprak var Çırılçıplak ovalar?! Ağaçsız toprak Kuraklaşır giderek Çöl olur çöl Kurur her yan susuzluktan Öl o zaman, öl!
Şaban AKTAŞ 26.12.2016 - 02.39
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
VELİNİMET
Doktor mu hastanın Hasta mı doktorun, Sanık mı avukatın Avukat mı sanığın, Seçmen mi vekilin Vekil mi seçmenin, Bakkal mı müşterinin Müşteri mi bakkalın Kim kimin velinimeti; Kendini velinimet Saymasına gerek Var mı hiç kimsenin Yazık yahu, yazık Ne hale getirdik İnsanlığı memleketi?! Ner’de sevgi saygı Yok olunca bunlar Başlar endişe asıl Gerçek kaygı?! Ne kadar acı Nereye gitti şehitler Dedeler, nineler Neydi onların amacı Hiç uğruna mı yittiler?!
Şaban AKTAŞ 26.12. 2016
Fotoğraflar: Şaban AKTAŞ
BABALARA GELDİK(!)
Hasta olunca babalar Hiç kendilerine suç Kabahat bulmuyorlar ’’Çocuklar bakmıyor bana!’’ Deyip de dert yanması Kolay geliyor onlara! .. - Üç tane kız yetiştirdim Evde bakamadılar bana; Attılar hastane köşesine! .. Yahu baba, Allahaşkına Kızların daha ne yapsın Daha nasıl bakacak; Dializ makinesini de mi Kızlar evde takacak?! Vaktinde düşünecektin Kalkacaktın sağlamken Dağlarda yürüyüp Bol bol spor yapacaktın; Doktor mu kızlar; Herkes vazifesine baksın?!
Bugün de kendi babam Hasta yatağında Açtı telefonu bana Halimi sordu ’’iyiyim!’’ dedim Ardından demez mi - Yılbaşı geliyor Bana bir bilet alsana! .. Alamam; yok param Aybaşı gelmeden daha Tükendi maaşım Kendime de almayacağım! .. Ah ah babalar Çıkmadık canda bir umut var Fakat milli piyangoda Hiç umut yok Alsam ne olacak Kaç yıldır babalar Büyük ikramiyeyi Kendilerine çıkarıyorlar! ... Sormayın tam babalara geldik!
Şaban AKTAŞ 26.12.2016
HAM HAM!
Senelerdir ne içkim var Ne sigaram; Olsa olsa arada bir Çok nadir İçsem içsem bir Ya da En fazla birkaç şişe bira İçerim belki; Buna rağmen Aybaşı gelmeden daha Bitti param; Demek ki artık bu ülkede Kriz ümiğe dayandı İnsanca yaşamak haram!
Ne yapsak bilmem ki İş yok, para yok Çekip gitsek mi Göçmen kuşlar gibi Başka bir diyara Sığırcık sürüsü gibi Sürülsek mi Kışın oraya yazın buraya?!
Bu yüzden işte Hiç iyi değil devlet ile aram Verdiği zaten ne ki Emekliye aylık Bin iki yüz lira para Onun da üçte birini Vergi prim için Haciz yoluyla kesiyorlar Kredi şu bu derken Kala kala aylık Üçyüz dörtyüz lira para?!
Bir de nutuk atmazlar mı Milli gelir kişi başı Yıllık ortalama On iki bin beş yüz Dolar, Madem öyle Hani nerede bu para Gösterin dostlar!
O yüzden derdimi Kimseye anlatamam Bizim devletin işleri Her zaman natamam; Bir gün ele geçirirsem Yer miyim acaba ben de Paraları ham ham!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SULUSEPKEN KAR YAĞIYOR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SULUSEPKEN KAR YAĞIYOR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Zaten gerçekçilikten ırak bir anlatım,şairi açmazlara götürür.
Harikasın şair...