CANLARIM...
Buna ne can dayanır, ne gözlerde yaş kalır,
Ne söylenecek bir söz bulunur! Beddualarla, dualarla, en çok da kendimizi avutma niteliğindeki “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganlarıyla meçhule uğurladığımız Binlerce vatan evladı ve sivil halk yetmezmiş gibi, Bir de bir günde 16 masum yiğidimizi Elin ülkesindeki ateşin içine attık! Nereye, ne için, kimlerin delice hayalleri için. Hangi hesaplara, hangi oyunlara alet edildiklerini bilmeden Kuş olup uçuyorlar her gün onlarcası .. Şimdi bunun adını “Kurtuluş savaşı” koydular! Nasıl ki; 17 Temmuz olayında bir tarih yazdılar! Nasıl ki ülkeyi; koyunlarında besleyip, büyüttükleri Düşmanlardan temizlediler! Yeri geldi Nazım Hikmet’ ten dizeler okuyup ağladılar. Yeri geldi yedi kat uzaktaki ülkelerin yasını tutup dövündüler, Kendi memleketimizde bunca dayanılmaz acımız, derdimiz dururken. Gidip askerlerin yüzüne karşı “İnşallah siz de şehitlik mertebesine erişirsiniz” diyen Çıldırmış ve o denli tehlikeli bir ülke sorumluları var karşımızda. Allah asıl sizlere göstersin; oğullarınızın, damatlarınızın, torunlarınızın Ve en yakınlarınızın şehitlik mertebesini İNŞALLAH! Bunca Avrupa ülkesi ve komşuları onca İslam Arap ülkeleri kapılarını kapatırken, Benim onca gencecik fidanlarım ateşe atılıyor göz göre göre! Ve en acısı da, bu acınası toplum, acıların bağımlısı olmuş gibi Her şeyi içine sindirebiliyor! |