Titreyen Çitiller
bir güzel yer yok ki güzelim
otursak yüreğimiz ıslak geçsin üstümüzden bulutlar kanatları örtsün bir şehri rüzgarlar tutuşsun öteden karartsın cemekan içini kim zorluyorsa yalanı bak iğde gibi kararır öyle elleri dikenler avuçlar yüreği göz göz yara sarar kanlı gözlerle akşamı titreyen çitiller gibi ah nasıl gözlermiş o sabahı neden bu kızıl kızıl bakış herkesin gözü kanlı neden niçin aynı çalgı,aynı tas aynı demle yıkanmak niçin hiç ümit yok mu bu hastadan aynı kavruk etin kokusu aynı tavanın cızırtısı aynı taşın altında böcük yok mu merhemi süresin hiç olan olmasın hür dille de tozlu resmi indir zihninden gözün oymasın madenleri sesin hür havasını meşk et dağın yamaçları kopmasın feleğin eli eline yar yeli yüreğine saadet ışığı yolumuza vursun gün akşama varsın varsın rüyanın tamamı tamamsa hayaller yarım kalsada hoş ne sürülü tarlalar ekin ne mevsimine ateşli her bakışın bin çift çekirdek her gülüşün bin derde deva kül içinden yeşeren meyva ah bu akıl tutulması ah ciğerleri çeken sızılar deniz suyu gibi tuzlu ya patlamış mısırlar gibi ter balık görmeye göz insanı oltayı attıkça sevinir ne kafes tutar,nede hapis ona ölüm yaraşır ölüm yalnız ondan korkar,çekinir yoksa yılmaz bu savaşdan o o her ağırlığa hükmeder yarı çıplak tenle,ihtiyar binbir kılıkla,kerestelik bir çığlığa zindan hanıyla gittim der gibi gevşek koruk ha tüyün yolunsun kal tavuk batının itleri ürdükçe kapıdan dışarı çıkamaz fesli çocuk ürker,haliyle adam zıplayamaz hızlıca dam soğuğu alır iliklerine bacanın belinden kayarak kökün çürümesi başlar ya sen sen olmayacaksın madem sana bir ustura lazımdır sakalın karasını kessin yüzün perdesini ütülesin ey yarına yangın var deme kelin etrefında dön dön-dur bu başıboşluk bir yerde loş biryerde kısıtlar erzakı açlıkda bir nevi hiçlikden sen sen ol geçme güzellikden varsan bugün varsın varlığa altın nakışla varmalısın her sefillik ateş lağımı her yoksulluk beklenen pusu varsan her demde ayrı yerin mana ikliminde eserin kemiğine kadar iyilik son anına kadar hayır yap kimin kuyusunda su var ki varı Alah(c.c) bilir,bilen O bilmezlerin en garibi ben en yalnızı,en nazlısı sen kuşlar gelip sevinsin bize illa bir taş mı düşsün başa ateş mi yaksın şu bedeni nasıl bir yerde uyansın ruh sana dar etmesin toprağı her gün ölüm,kol geziyormuş kağıtların arası kuru sayfalar son yaprağa yakın göğsü sıkışanlar orda başı dönenler orda,orda; göz aç yok,baş oynat yok orda damarlar çürümüş,kaynamış kollar susuz geçirmiş yazı ayaklar tepinmekle kirli etinden tut elinde kalır kemiğinden tut sıyrılır,kopar bu talihsiz ruha ne denir ekmeği taze taze yerken suyu lıkır lıkır içerken pek canlı,pek sağlıklı nefes dünya,hiç böyle aşk görmedi saçının rengi bile hastı eşi bulunmaz bir elmastı göz kuyusu bile terastı sen nasıl bir zindana düştün Sayısız renge renk olmak var Ecdad bu azimle çalıştı Dünyada biçilmeyen tarla Ellenmeyen cevher yok sanma Konmamış tozlar var havada Daha kurumamış yapraklar Eskimemiş kıyafetler var Daha ne dünyalar var keşfe Ne denizler var yarılacak Ulu pınarlar şakıyacak Yıldızlar var suya kanacak Zülfünden dökülen damlaya Nice kuş var kanatlanacak! Sen ne kadar yalnızlaştın ya Bu sevdacık kimin sevdası Kurşun geçirmez aba giyin Her kırkı yitirmiş alır su Ağır ağır batar günahla İlmin yüzü böylece ışır Hep hamal gibi taşı taşı gücün sahibine yok şükür ey bunca ağaca küssende o vakti gelince serpilir sen yüzünü yıkama bekle tılısımlı taşlar topla hep süslü süslü katlarda yüksel kanat kopunca koş kümese hala iri yumurtalar say şehrin deniz gören evini kum sıcağı yanık tenini sıcak gülüşünü hayal et hala savrulup süprül,tozu akşam gibi çöker kırağı kol kalakalır kalkmaz yerden her çizgi mor renk giyer artık tutulmaz bir kurdela bağlar yatak bu denli soğuk olmaz ömrün meyhoş hatırasında koskoca dünya bu dünya ya bir tüyü kalmaz milyarların yer-bitirir enzimi güzel ne ceylanlar gördüm desen boş manzarası heybetli köşkün tek bir tane Mecnun’u vardır tek bir tane Leyla’sı âlâ sen bu bıçak kesmez kartlıkla bu soğuk ruhunla hasta dünyadan yer kap hem hırsızca hem balıkları karaya sür bu gemi batmaya mahkumdur Allah(c.c)’a koş,Allah(c.c)’a koş ki Kabrin ışısın ebediyen Muhammed(s.a.v) deki dilin varsın Çeksin,çekilmez bedenini Kulak şişeydi,işiteydi Ezanı;çiğ nefsin pişeydi az demi-rayhasına doyulmaz alemlere şavkı vuran yaz katmer katmer kabaran sevda titreyen çitiller gibi ah güneşi bulmuş o kumrular!..vu |