yakamoz topladım köpüğünden gümüşün
kırığından midye ördüm ay sürmeli geceye
derinliğinden içtim mavinin
batığına rastgelsin bahar yosununa bereket




ahh…
bir de sarhoş olmasaydı denizlerim
çürümeseydi martılarım kanatlarından
demir atmasaydı yoksulluk balık kokan sandalıma
ben hiç dümen kırar mıydım Poseidon’a




yağmuruma toprak değsin toprağıma can
başağından masal ördüm geceye tanesinden düş ektim
güvercindi oysa kanadım sevişmelerim kumru
hasadına bereket değsin istedim solan gülüşlere güneş




ahh…
bir de ayırabilseydim bulutlardan yağmuru
nasır olmasaydı kırışmasaydı bozkırlarımın teni
tünemeseydi kuraklık acından kokan nefeslere
ben hiç çift sürer miydim Poros’a…




kuşağımızda gök tuvalimizde renk kalmadı
ektiğimiz hiç bir rüzgar biçtiğimiz kadar fırtına olamadı


susmayın
söyleyin bre Tanrılar
hangi dilden sevelim sizi…










ilhanaşıcıaralıkikibinonaltı