Sana uzaktan bakmakSana uzaktan bakmak ; En çok gülüşünün askıntı olduğu kireçli tavanın beyazında cemâlin yansır , yansır da ! yüreğimin gözelerinden kanı taze hasretine tutulmaktır ... Elleri cebinde kimsesiz sokak çocuklarının üşüyen gülüşlerine ilişmektir ... Yaz meltemi bakışlarının kesiştiği bir vakit yüreğine dokunmaktır... Yahut kaçıncı kaçamak bakışlar sattığım gözlerinden papatya intiharı seviler gibi " O da severse beni " diye dökülmektir... Sana uzaktan bakmak ; Lokmaları dökülmüş bayram sabahlarına uyanmaktır Leylak kokulu bahçelere süslenmiş bayramlıklar giyinmektir Efkarlı türküleri diline pelesenk edip fütursuzca çığırmaktır Ezelim sen oldun , ebedim sen ol diye duaya durmaktır ... Sana uzaktan bakmak ; Mavi pencereli , hasır kilimler döşeli evimizin kapılarına vurulmuş kilitler kadar acımasız olmaktır Mutlulukları , bekleyişleri ve cam kenarlarında yarım bıraktırdığı tütünlere sarılı hasretleri , iç çekerek yeşertecek kadar zâlim olmaktır ... Sana uzaktan bakmak ; Yüreğimin ortasından vurulmuş gülücükleri kimsesiz , yanakları kızıl ve yüreğime dolaşık kıvırcık saçlarına vurulan , yeşim tokalar kadar gaddar olmaktır.. Acısı taze cenaze evinde yakılmış ağıtlar kadar yanmaktır Rengi sarıya çalmış yapraklar gibi dalından savrulmaktır... İmdadına ulaşılamayan bir çukura düşmektir Merhem kâr etmez yaralara dûçar olmaktır ... Sana uzaktan bakmak ! Ahmet Faruk Şahin |