Puşkin
Puşkin
~ Moskovada olağandışı bir gündü, kumral,oğlan çocuğu, güne doğdu,tebessümle. Ekaterinoslava sürgüncü genç bir beden, izahı zor… Daha ne sürgünler gördü! Meçhule gömülü bilgi birikimi! İçselliğin durağan hali hakim,sefalet midir,sefamıdır bilinmez. Puşkin, için yeni bir beden gibi taze bir gün.. Rusya beyaz bembeyaz kar yığını, Çocukluk mirası,burjuvalı gençlik. Gidişat taze bir gün gibi tükeniyordu. Dahası Saint Petersburg, gün gibi ortada çırıl çıplak. Puşkin,düello meydanında,o ve azılı katili, yasak aşkın düpedüz oyunu idi. Gri bulutların altında,toplandık, korku ve ecele eleştiriler sunuldu, dahası o gün bugündür, unutulmazdı ölüm, öncesi ve sonrası. Ki ne önemi vardı, ihanet mi,yoksa ölümün acısımı ağırdı? Yoksa,unutulmak mı? Ya da bir daha şiirleşememek mi? Ne önemi vardı ki, yok sayıldıktan sonra… Ne Rusya,ne Moskova, Ne de tüm ülkem,ağlama! Eritmez içimin buzlarını. Halkım perişan mı? Çocuksu mu kaldım? En sahtekar cesedim mi? Daha soğuk ne olabilirdi? Ben ılık bir bahar günü, yeniden geleceğim, sizlere şiirleşerek. Tesselli etmez ama, gelmek,gitmekten daha ağır olmasa gerek? Humorlaşıp düşünmek yetmez beni, kalbiniz ve ruhunuzun aynası gibi kalmak ve gitmek, ikisi de,bendim… (Meral Meri) |