Gönül (2)
Gönül (2)
Baharın kokusu dolanır hüzne Çiçekten çiçeğe gezinir gönül İster yüklem deyin isterse özne Yaşanılan güne kazınır gönül Masmavi göklerden hazzını alır Yemyeşil vadide rehine kalır Buz akan pınardan lezzeti tanır Ak bulut üstünde dolaşan gönül Bazen bir serçenin şen yuvasında Bazen karlı dağın son noktasında Bazen yağan dolu, yaz ortasında Dört mevsimi birden yaşayan gönül Çobanın çaldığı kavalda bazen Dostun meclisinde olur semazen Taşı gediğine koyunca Neyzen Garip ruh haline bürünür gönül Yunus un öz tüten her dörtlüğünde Veysel in giz çözen her gördüğünde Ertaş ın biz kokan her türküsünde Gezdirir kendini avutur gönül Ruhuma akseden ut taksiminde Dut bağlamaların sarı telinde Tulum’un çağlayan tiz nefesinde Kaybeder içinde kendini gönül Papatya sarısı, gülün kokusu Bırakmaz insanda gamın tortusu Bahara çıkanın kalmaz korkusu Ömrünü baharda arayan gönül Çıkar yılanları kör deliğinden Hayat akıversin öz iliğinden Yaşam geçer gider kendiliğinden Ömrünü boş yere harcama gönül Her nereden nasıl gelirse gelsin Bu can bu ömrünü yaşamış densin Çıkan engelleri yıkarak geçsin Sabır taşlarını çatlatma gönül Bahar, bahar olsun bütün ömründe Ömür sonbaharı tadar gününde Ecel şerbetini ahir ömründe Yudumlar da içer, bilerek gönül 15/04/2008 Necati ŞİMŞEK Ankara |