akşamüstü yazıtlarıderin vadi kelebeğim nasıl bulaşmış yüreğime kanat tozların kuru sevdalar gibi yapışkan ve bahşedilmiş ömür misali kaygan uzaklarım benim uzaklığım senin yaraların olmasaydı bir de bu katı günler olur muydu akışkan zerrelerin kalmış ellerimde ilk tuttuğumda tutsaklığımı benek benek zindan zindan ne hüküm çıkacağı belli mi olur divanından bu müebbeti kabullenişim ondan sen ki kaya üstü kabirlerinden çiçek koklarsın bir tütsü ver pervane ordularıma ateşine geleyim akın akın esirgeme diri diri yanmalarımı ebedi özgürlüğüm yakın kasım |