Nar çiçeğim...Yaban gülüm...Buram buram mor menekşem....Kaybolmuş yollardaydık, gecenin bir vaktinde, Sokak fenerlerinin loş ışığında, el ele yürürdük şarkılar söyleyerek. Yürüdüğümüz, bilmediğimiz yollardı, fakat umursamazdık, Çünki hep sevdiğimiz şarkılardı söylediklerimiz. Narçiçeğim, yaban gülüm, buram buram mor menekşem! Bütün çitleri yıkar, özgürlüğe salardık içimizdeki atları, Senin gözlerinde zeytin yeşili umutlar, dudaklarında elma baharı bir gülüş, Benim yüreğimde martı kanatları... ’ Bir dalga çarpar sahile, ışıl ışıl parlar taşlar, Sonra çekilir deniz; her taşın gözünde yaşlar; Belki, ayrılığın hüznü, hep bu sahillerde başlar...’ Sonra, aydınlanınca gün, sen sevmedin yürüdüğümüz yolu Bıraktın elimi, şarkılar yarım kaldı; Bir çocuk, büzülmüştü bir duvar dibinde, sevgiye hasret, Bir bulut üşütüyordu güneşi, Üşüyordu çiçekler, kelimeler üşüyordu dudaklarımda, Ve bir adam yıkılıyordu, bitiyordu. Nar çiçeğim, yaban gülüm, buram buram mor menekşem! Bir adam yıkılıyordu, bitiyordu.... ’ Bir rüzgâr vurdu başıma, adı ’sevdâ’ mıydı, neydi, Korunmasız yakalandım, eserken şöyle bir deydi; Garip gönlüm, o rüzgâra, kaderine boyun eydi...’ Sen şimdi ya uzak bir denizde dalga, ya da uzak bir iklimin rüzgârısın. Ben yine o kaybolmuş yollardayım, O, beraber söylediğimiz şarkılar sinmiş havaya, Ve ne zâlim bir cezâ ki; duyarım, söyleyemem, Artık sana ’nar çiçeğim, yaban gülüm, mor menekşem’ diyemem... Diyemem nar çiçeğim, Diyemem yaban gülüm, Diyemem mor menekşem, Diyemem.... Nar çiçeğim...Yaban gülüm...Buram buram mor menekşem.... Ünal Beşkese |