yorgun bir şair oratoryosu..kısım bir - ) nikotin - siz göğü seyrederken biz göğü seyrederken gördüğümüzü susmak, size tövbe bize sır; imtihan meselesi…- kalemin ucu kırık, kâğıt yandı yanacak öznenin özlemidir en yaman meselesi. belki gün, görkemli bir intiharı anacak şairin yüreğinde son liman meselesi, şimdi, şurada ölmek; yalnız an meselesi. kim kime anlatacak “hiç” hükümdarlığını kim daha iyi bilir yokluğun varlığını kim ölçtü dünya denen makberin darlığını o darlık ki inleyen bir keman meselesi, şimdi, şurada ölmek; yalnız an meselesi. kiminin eli kirli, değneği iki uçlu kiminin kursağında lokma yok, hep oruçlu biziz işte ulan biz aradığınız suçlu suçumuz toprak ile asuman meselesi, şimdi, şurada ölmek; yalnız an meselesi. yelkovanın kaderi akrebin kuyruğunda adımları bir okun “durmak yok” buyruğunda oysa bir anlamı yok, soyun da uyruğun da takvimin ezberinde bir zaman meselesi, şimdi, şurada ölmek; yalnız an meselesi. ne çıkar anıları birer birer satsalar unutulmuş aşkları öfkeyle kuşatsalar? “şu tamamdır” deseler, “şu çok” deyip atsalar bizimkisi bir eyvah bir aman meselesi, şimdi, şurada ölmek; yalnız an meselesi. hangi yamaç sapaysa hep oraya yürünse yıldızlar yere inse, arş zifire bürünse sürünse ulan yine, yine şair sürünse belli ki karşı çıkmak bir iman meselesi, şimdi, şurada ölmek; yalnız an meselesi. bu yüzden her şiiri gölgemize ekerek dizlerimizi büküp boynumuzu dikerek can denen izmaritten derin derin çekerek üflediğimiz efkâr bir duman meselesi, şimdi, şurada ölmek; yalnız an meselesi. ondokuzkasımikibinonaltı beylikdüzü |
Yavuz doğan
Faruk Atlı
gri gölge
oflu
hiç yüksünmem. bu gün 58 yaşındayım. Lakin yaşları benden küçük dahi olsa öğrencisi olmak isterdim şiir adına.
eyvallah....