BİR ADAM GÖRDÜMOxford yine kalabalıktı bugün. Orda bir adam gördüm.. Bakımsız, yorgun, süzgün. Zamansız yaşlanmış.. Eline sıcak çay bardağı dokunmamış.. Kamburu yok ama, kendisi ikiye katlanmış. Bir adam, gözleri yere çakılmış.. Her şey ona yabancı, Her şeyden; ve, kendinden uzaklaşmış. Saçları tarak; Tırnakları makas, görmemiş.. Kıyafeti sanki parça parça üstüne iliştirilmiş. Gideceği yolun, Çağıracağı yakınının, Akrebin, yelkovanın yeri, günün önemi kalmamış. Aldığı yaranın ağırlığı, Durduğu sokağın adı, Hangi ülkede olduğu, unutulmuş. Bir adam gördüm, kalabalık içinde, Kala kaldı çivilenmiş beynimde. Hali yakışmıyordu ne yazık ki hiçbir şeye. Ne gariptir insanın hali.. Bu yabancı bir zamanlar belki de bir hancıydı. Kim bilir belki de tüm dünya tanıdığıydı. Bu gün yerlere çakılmış boş bakan gözler, Belki de gökyüzünde yıldızları bir birinden ayırırdı. Belki de insanlar, kediler, köpekler arkadaşıydı. Bir Ada’m gördüm, Saçı, sakalı düğüm düğüm, Tırnakları kirli, kırık, upuzun. Bir adam; Dünyayla arasında dipsiz uçurum. İcatların zirve yaptığı yüzyıl utansın. Teknolojinin tavan yaptığı devir utansın. İnsanın kendinden boşaldığı günler utansın. Ulaşım utansın, iletişim utansın, insanlık utansın. Asiye 15/11/2016 |