ERİDİĞİM HER CÜMLE...
Gizemli bir şarkısın sensizliğin dirayetimi
Kırdığı belirsizlik, Nasıl da sancılı bir ölüm Yeniden doğmaya aday olduğum her gece: Kıpırtıları karanın, Kanadığım ve doya doya kandığım adın. Kara bir lehçesin işin aslı, Tahakküm bildiğim bir gölgesin Hem de yüreğin isinde darmaduman bir yangın Şeceremde koyu renk bir karanfil: Ne duruyorsun, bırak sen de lanetini Taşıdığına kani olduğun bir yürekse şayet, Devret eşkâlini bil ki duyumsamalardan yorgunum, Külfetini buyur ettiğim balyaların hacminde. Gizliyim, der gibi, Gizle sen de gerçekleri, Duyumsamalarıma aşığım belki de Haz etmediğin o günceye şerh düştüğüm her hecede Gizlisin amansızlığın taburunda Koca bir kütle, Peyder pey tüketildiğime mi yanayım, Ses olmadığıma mı bu aşkın? Notaların istilası adeta kulağıma hücum eden O mevta şarkı, Kırılganlığımın da nüansı, Temkinle yürüdüğüme kani olup Tepe taklak yuvarlandığım o batıl imge: Yüreğin tercümanı tüm bayat argümanlar, Damıtıldığım ve dağınık bildiğim bir ömür anlayacağın. Kerelere yığdığım da katmerli bir yalnızlık, Listeme dâhil ettim sonunda adını: Tekerrür eden onca acıyı sahiplendim de Ne olacak bu hikâyenin sonu? Gün bildiğim ama gülmeyi savurduğum; Ses bilip de her buklesinde içime attığım; Sonradan eklediğim bir dip not adeta, Eridiğim her cümle, Katıla katıla güldüğüm ne çok duygu sürüncemede. Tabi tutulduğum atlas ve yeknesak karartı, Demlendikçe gecenin kör vakti İçmeden sarhoş olduğum gizemli bir bilmece, Tehir ettiğim her randevuda Esrikli aklın muhafız alayı onca belirteç: Bir ondan bir bundan çalıp da İçime attığım her acı: Yetmezmiş gibi babamın mezarında Yok iken bir tek dikili ağacım, Anamdan gizlediğim, Bacımdan kaçırdığım usul usul Yorgun bir nüfus kambersiz düğün misali Çalmadığım ama çaldırdığım aşkım ki Kırgın bir varlığın hâkim kıldığı Tek mecra; Duyguların at koşturduğu o günce. |