Neye, niçin, ne diye,? Akrostij
NEYE, NİÇİN, NE DİYE, AKROSTİJ!
 LLÂH: kürrei arzı tamiri R ABB’lığına tazim,beyti Mamûru Ş irke, isyânı ilk Habil etmişti I khâr’a, kavmiyle oğlu gitmişti N ÛH Nebî: tufanı kükrediğinde D ilerim bağışla söylediğinde A ilemden ÂLLÂH’ım dediğinden B eridir; ailenden değildir bu E zelde kalemin kadere hükmü Y azdığı tecelli edendir: çokmu? T arihi hakîkât beşere yükmü? İ nsihâk: kemâle erdiren kökmü? M evcûtdat zikrinde berdevâmdadır A demoğlu ise nâr devâmdadır K âinât duâda her devâmdadır D ehr’inde hevâya dalan gamdadır İ nsilâk fıtraten ruhu candadır S eyr-i sülûk azm-i emr sultandadır M elekler tavafı istimâl eder E renler âşk ile menzile gider L âle zâr-ı cennet dâvâsı güder  lemi ervahta hıfzolan kader İ rmeğân ol gani hatavât yeter K esretî Hudâ’dır gayrisi beter E râvend dumanı göklere tüter N ûrun alâ nûrdur nursuzu iter İ stikbâli hayâl sevdası biter N ûra garkolunan nûr içre yiter F elek ile bölemedim kozumu E lde etti oğulumu kızımı R abbül âlemine dönük yüzümü Ş irk rahına düşürmeğe izimi İ nim inim inlettirir sızımı N ûr-u ilâhiden gelen haz’ımı D âîmâ dehr’e savurur tozumu E lestte ÂLLÂH’a verdim sözümü B irr,nûru HABÎB’e sır çaldığında E vvel âhir Resûlü olduğunda Y âr’ine eşrefinin güldüğünde T abiatın gülleri solduğunda Û lûl emre şevki âşk geldiğinde L â yüselliğinden pay aldığında L eyl’e: nehâr olarak kaldığında  lem canı onunla bulduğunda H ûdâ’dan hidâyete daldığında I trî meskenetten bunaldığında D ehrine: merkez-i beyt kıldığında I s’âd-ı MİRÂÇ’ta âşk dolduğunda R ûhların sâhibini bulduğunda C ebrâiyl Âllâh’ın vahyine amil  zrâil ruhların kabzındadır bil M ikâil rezzakın rızkına kefil İ nziyle sûruna üfler îsrâfil İ nleyiş âlemde acıdan değil E lestü bezmindeki “BİRABBÜKE” K elâmullâh: “GALÛ BEL” dedikde B atına defnedip ahdi yedikse E cel geldiğinde Avf beklensede R ahmanın rahmeti nûr Resûlünde M elekler ceminden yukarı çıkan E rvahtaki ahd’e sâdık kalan can S ûre i Zilzâlde esrârı ı’yân C enneti alâda gülü koklayan İ çeriyi masivadan paklayan D ürri yekta öz cevheri bekleyen Î di dû âlemde cumua diyen Ş anı; sana kılınmıştır techizât E şrefi mah’lûkatısın muhakkak R ûzi ma’şer günü ameline bak Î ntizâr et benliğine çivi çak F irdevsi halk’etmiş esrârıdır hak E nbiyâlar şahı ümmeti mutlak B ittabii lânetullâh güldüren E lleriyle kardeşini öldüren Ş ekâvetin alemini kaldıran E sas gülü açılırken solduran R uy û zemin çukuruna dolduran İ ki sınıf insanlığı olduran Y arısıyla hevâsını güldüren E ter verip zannettiren baldıran T ariki HAKK’tan şaşırtıp yıldıran İ nsânlığın yüz karası bir kılân N ûrdan kaçıp nâr bahrine daldıran T arîkı velâyet dustûru haktır A lâyı va’lâda sekinet yoktur V a esafâ istiğfar iştiyâk çoktur  lemler beşeri hislerden paktır F âzilete Resûlüllâh kaynaktır I ksârı irtikâp eden ahmaktır N evesân’a düçar olan bunaktır A lemişûmûldür VAHY’i aşiyân  dem’dir ilk NEBÎ Habîb,mayası M uhammed’dir Havva inci oyası İ brâhimdir cümlenin ehibbâsı Y erin ve göklerin Habîbdir hası N ûh’un meskenidir CÛDÎ kayası E mîn el Muhammed yoktur dahası M ûsâ-huccet, TURÎ SİN boyası İ sâ’dır rûhların zahir hayâsı A lemin içinde bir tanesidir H ûri melek,cennetteki sesidir Û rûş’u mirâcının hanesidir M ehemmed davânın divânesidir İ SLÂMİ: akıllar mahlûktur külli S ırrı ilâhiden hâli temelli L âyüsel değil ki, cirimi belli A nlamak fikretmek idrâkin işi M ümteni bilince esrârı, kişi İ çinden yapacak haktan teşvişi |