Uyan !I.) - Hiç kimse alınmasın, anlayanadır sözüm Karanlığın içinde, günden yanadır sözüm. Meramım hâl bilene, kelâmım anlayana Geçmişten bir şikayet selâmım, anlayana – II.) Bir alâmete binmiş giden "Ey Türk Gençliği" Tarih hîcap duyacak yazarken bu hiçliği. Kuyunun dibindesin, gök; kuyu ağzı kadar Ne kadar medeniysen bakışın o kadar dar. Sen ki asil bir ırkın mirasıydın, unuttun Uyan! Sen geleceğin zîyasıydın, unuttun. Edep küfrün peşine düşmüş nasıl bir yarış? Uyan! Pazarlıyorlar yurdunu karış karış. Ecdadının kemiği sızlarken Sakarya’da Sen günü gün edersin Kemancı’da, Laila’da. Hem fetihler yaratan Fatih’in torunusun Hem örfünü unuttun, hem ahlâk sorunusun. Yabancı dilin Türkçe, “hello” merhaban olmuş Selam veren küçülmüş, gözünde yaban olmuş. Küçülmüş hayallerin, pop starlar ilahın Kalem neyine lazım; hip hop olmuş silahın. Kim kimin kuyruğuymuş, kim nerde kimle çıkmış? Çok büyük marifetmiş, kim rüküşmüş kim şıkmış. Vatan millet Sakarya demekse tüm marifet Biz de diyelim ama bir zahmet bir tarif et. Bilim senin neyine ay sadece bir uydu Ama bil ki üstünde gezen Allah’ı duydu. Sense uyu uyanma, nasılsa sallayan çok Uyandırmazlar korkma; uykunu kollayan çok. Ama mazin rahatsız, uyan be; uyan artık Viyana’dan vazgeçtik özüne dayan artık. Uyan "Ey Türk Gençliği" vakit çok geç olmadan Damarındaki asil kana zehir dolmadan. 14.09.2004 Çanakkale |
allah razı olsun...