Çöl rüzgarırüzgarım durdu ve dalgalarım sustu artık bir karanfil bırak uzandığın limanlara tek bebeli bir kanguru olsun hasret ellerinde ayrılığı tutma yüreğini fesleğen kokulu toprak törpülesin sayılamayacak dermeler gönderilsin gökyüzünden varsın yıldızlar yağsın gözlerin şuasına alaz alaz kıvrılsın özlem iskeleti duru ve yalın cümleler dökülsün dudağından sonsuzlukla hasbihal olmadan umudun kanadını hiç bir fırtına kırmasın hatırı sayılır ricalarda bulunsam ne olur uzak iklimler sokağında ara beni tarcınlı kurabiye yapıp bekleyeceğim sulu-sepken nisanlarda tenim sonrası nasırlaşan ayaklarımıza denizin maviliğini giyiyelim kum gerdanlık düzesin boynuma içimizde depreşen duygular kanasada bırak kanasın dalgalara söylemeyelim uykuya emanet ederken düşlerini umudu bakire özlemlere terk etmelisin kimi vakit de ülkemin sahipsiz ellerinden tutup şu karmaşık yaşananlara inat tılısımlı bir yarım adanın limanında Atam gibi bir kurtarıcı aramalısın er veya geç yokluğum okunması zor defterler bırakacak içinden çıkamadığın fosilli aritmatik dolanacak aklına kendini çorapsız sorguların içinde bulacaksın tanıdığım hüzün doğuran bir sonbahardan ben bağışlasamda hiç bir sevda af eder mi halkım nasıl unutur ülkesinin gerçek sevmeyenini yüreğim bozkır bir çöl rüzgarı içimde al mendil oyasız mümkün mü unutmak bıraktığın izler kadar karanlık değil mahzen 05-18-2010 Feride Temel |