SADECE O'NUN NEZDİNDE BİR ŞİİR OLDUM...
Satılmış vicdanların kiralık tapusu var:
Ölüme koşullu bedenlerin ölümsüzlük sancısı, Kayıp tefrikasında ıslah olmamış yüreğin İsyanı var: Rotası meçhul bir girizgâhta, Sonlanmamış bir hikâyede, Aşkın damıtılmadığı bir mecrada Hatta tebaası yitik hükümranlığında Sefil bir gönül ki derbeder; Salkım saçak bir muafiyet ki aslı yitik bir kelam. Biraz da yoldan mı çıkmalı yoksa Hani olur da başımı okşar şiirin biri, Tozuttuğu ikilemlerde adı sanı bilinmedik bir şehrin Tek kişilik kalabalığında Rencide edilesi mabedin kırık sarkacında, Sona kurulu iken zaman, demelere ne hacet Hem ben asla istemedim sonsuzluğu, demek olsa olsa Tek maharet. Yaftalanmamış bir yürek ki mesken edindi edineli Şu boşluğu, Girizgâhında asılı tek bir kelime Ve yürü ya kulum, demesi ile Yaradan’ın Söz birliği etmişçesine kalem olmuşken Tek dermanı izlek bildiğim bir surede Yine meleklerle kuşatıldığım. Mahlası yoksunluğun ta kendisi; Aşk hepten kayıp olmasa da kiri pası Terk edilmişliğin yüz görümü sevdası Yine içinde boğulduğum kehanet. Gölge yetilerimi haczetti evren: Farkındalık yüklü düşlerimi de ihbar etti Duygu simsarları, Kala kaldım öylece Gözlerin tufanında yitik bir kelamsa Ermedi aklın nizamına yenik düşen yürek. Sonrasızlığın sancısını giyindim bilinmedik bir vakit, Sürç-ü lisan eyledi gök kubbede asılı o son düş. Mecazi bir ihbardı işin aslı, Sevdiğim yâd ettiğim gönüllerde tutanak adına saklandığım, Saklanmadığım her adımda Yenik düştüm bir kez daha evrene Ve hacizli göklere saldım aşksız yarımı: Hani olur da eser bir gün bilinmedik bir seferde. Damıttım nefreti, Kovdum elemi, kederi Bir tek kendimi kovamadım Kenetli düşlerden Tepe taklak düşüşlerden Nefer edindiğim o illete: Savruk bir kıtada, Bilinmedik bir beyitte rehin verdim bu kez Yüreğin tasasını Ve bilmediğim bir tebaanın günahını da üstlendim: Ölümlü imgelerin, Ölü bedenlerin hoyrat ikrarında takılı iken aklım Takındığım en masum izlekte Düşüşe geçti mevsimin biri: Tehir ettiğim ölümü ve aşkı yâd ettik kuşlarla, Sona ermesini istemediğim bir rüya olsa da Yüreğin tufanı, Uyandım ansızın, İrkildiğim miydi yoksa boykot ettiğim Düşlerimde mi asılı kalmıştı kanatlanan mutluluk? Hoyrat ve alengirli bir söylemde buldum kendimi: Yeniden tehir ettim günü ve ömrü, Saklandım köşe bucak, Kör tayfasında âlemin Aklım başım salkım saçak, Demlendim sadece densiz bir hecede, Dizginledim derdi tasayı bilmediğim bir şifrede Hatmetmişken bilinmezi... Görünmezin indinde rahmet ve aşk diledim: Ulaşamadığımda saklıydı oysa bahtım: Sadece O’nun nezdinde bir şiir oldum, Biraz yükümlü biraz hüzünlü Ve vicdanların tartıldığı mahkemede Rast geldim o mecazi tefekküre: Asılsız bildiğim ne ise, Yüreğin niyaz bildiği her sure: Gönül teknemde soludum, Gül bahçemde soldu güncem, Varlığına şükrettiğim tek gizem: İlahi Aşkın hatıratına yüklediğim, Sadece O’na kavuşmayı dilediğim. |