Şehri GurbetAvuçlarımda ağlıyorken dualar Nefesinin kutsanmış yerinde uzaklık Yollara sevda ıradım Bin selam söyle Gecesine gündüzüne Ne aşklar büyüdü o iklimi güzel şehirde Ezber bozan ayrılıklar yazıldı belkide Meczup bir şiirin gizlisinde Ah o tenha bakışlarını kıskanırım şimdi Efsunlu sözlerin limanına zincirlenmiş Alfabenin eksilen harfleri gibiyim Uslanmaz bu gönlüm bir deli rüzgar Es beni mavinin yeşil hülyasında Bak o sensizliği yalan saydığım Ceviz ağacının Ahmet Kaya şarkılı yapraklarında izlerim ağlıyor mu Yada ne bileyim sor elleri kavuşmamış masum sevgililere Sonbaharda nasıl kokarmış hasret Üşümeye başlamış mı adını gülden alan o park Aynı gökkubbede tarumar oldu yıldızlar Oysaki iki yürekte tek atıyordu nabızlar Şimdi bir valizin iç cebinde kırış buruş not gibiyim Kavuşmalara çeyrek kala temsili bir vapurda martılara döküyorum içimi Karşıda el sallıyor o masum çocuk belliki tanışmış ruhlar âlemi ervahta Gözlerin geçiyor susuzluğumun yangın resmi çöl manzaralı yerinden Düşümde bir sanrı sunadım yağmurlarımı Dönersen bir akşam üstü Yeleleri savrulan o rengini umutlarıma ısmarladığım adı sukût olan binek Haydi vur özlemin yükünü Dörtnala sarhoşluğum. Efkarımı almıyor Neşet Ertaş türküleri bitap Bizâr bir ben miyim bir ben miyim kaleminin kölesi Esiri olduğum hayaller gibi yoksulum yokluğunu yazıp gittin bu şehre Küstüm artık yağmur olsam, yağmur olsam yağmam, yağmam düşlerine! Sor beni bundan sonra sor evsizlere üşümüşlere Nuray AYHAN... |