TÜNEDİĞİM HECELERDE SERE SERPE GÜNCEM...
Meali teamülden geçen bir düş kırıklığı,
Sabra delalet sanrılarda kaybolmuşluğum: Makamsız şarkılar tırmalarken yüreğin duraklarını, Tekil bir hidayete cebren ve hile ile dokunan Sevginin kundaklayıcıları. Teğet geçen o minvalde bir gölge kadar da beyhude Kıpraşan zerreleri damıtan izleği belki de tarafsızlığımın: Günbegün karıştığım, Anbean uzlaştığım: Bir uzayıp bir kısaldığım. Tadı damakta bir rehavet gönülsüz sürgünlüğün Nifak sokan huzura o kıdemli şeritte Bilmediğim sapağı avutan bir yüreğe denk geldimse Son sürat hangi akla zarar zihniyet arar Çapanoğlu o talan edilen makberin, Gömülü sefaletinde. Adamsız kelamlar, Kadınsız yalanlar, İnsansız maskeler Belki de yanılmışlığımın cürümü şu gölgeye Rehin verdiğim emanetinin yongası: Hani çala çırpa inşa etmişken beşer Yüreğin ikbalini. Tümden gelen bir hezeyan: Pejmürde iklimlerde kaybolmayı marifet bildiğim Yine de demlenmeden düşüp de bitap, Sonlanmamış bir hikâyede kondurduğum o muğlâk girizgah: Öyle ya: Yarısı safsata bu dünyanın, Kalan yarımdan paye biçtiğim: Dirliğin haznesinde tek yavuklum gözyaşı: İsrafı tehir ettiğim ömrün tefrikası. Ritmik gölgeleri tavaf ediyorum Ve tüm çekincelerimi ihlal eden yürek sesimi. Boykot etmekse aşkı, Ne cüret! Sorup sorgulamaksa hayatı, Demlenmek kıyısında hallice geçkin bir şiirde Meşk olmuş tezahürü gönülsüz yordadığım Hangi şarkının kim bilir o kayıp makamı? Tünediğim hecelerde sere serpe güncem: Tevafuk bildiğim imlerde yazılı şecerem. Günbegün yalıtıldığım evrenden mütevellit olsa da dünyam, Durup duracağım onca kıyam Ve çoktan söktüm rütbemi, demekten gayri Ne gelir elden? Bir gülde bir de gönülde seferi o dingin haznemin; Bir sende bir de gök kubbede yazılı Aşkın fermanı. Demelerden muzdaripim Ve gidip geldiğim mahremin Kayıtsız terk edilmişliği: Yine de hükmen kanıksadığım Yüreğin devinimi. |